Renkli filmlerin yaygınlaşması, günümüzden sadece 45 yıl öncesine dayanır. Yine de geçen bu kısa süre içende siyah - beyaz fotoğraf giderek günlük hayattan uzaklaşmış ve günümüzde sadece bir "sanat dalı" konumuna gelmiştir. Siyah - beyazın sağladığı yalınlık, güç ve ton çeşitliliği, fotoğrafçılığın her alanında kullanılabilir.
Piyasada buluması zor bir film olan Agfa Dia Direct dışında, bütün siyah - beyaz filmler, sonuçta kart baskısı için kullanılan negatifleri oluşturacak şekilde tasarlanmıştır. Işık kaynağının renk ısısı, renkli filmlerin aksine siyah - beyaz filmlerle elde edilen görüntüleri etkilemez.
Hız ve gren (nokta) ilişkisi
Siyah - beyaz filmler arasında hızlı filmler yavaş filmlere göre çok daha fazla "grenli" bir görüntü verir. Bunun sebebi, filmlerdeki kimyasal bileşimlerin farklılığıdır. hızlı filmlerin ışığa duyarlı emülsiyon tabakasında kullanılan gümüş tuzcukarı yavaş filmlere oranla daha büyük topaklar halindedir. Aşırı büyütülmüş fotoğraflarda, bu topaklar netliği engelleyebilecek grenli bir doku olarak görünür. Bu doku çok belirginse, ayrıntıları keskin olmayan, düşük kontrastlı bir görüntüye yol açar.
Yavaş film
Bu gruba giren filmler yaklaşık olarak ISO 64 ile ISO 100 arasındadır. Bu tür filmler az ışıkta çalışmak için uygun olmasa da daha aydınlık ortamlarda kullanıldığında verdiği olağanüstü ince grenli sonuç, detay ve kontrast açısından çok iyidir. Yavaş filmler, doğa, manzara fotoğrafları ve portreler için uygundur.
Orta hızlı filmler
ISO numaraları 125 ile 400 arasında değişen orta hızlı filmler en çok kullanılan, genel amaçlı, siyah - beyaz emülsiyonlu filmlerdir. Daha hızlı olmalarının verdiği avantaj, görüntüdeki grenlerin artması sorununu fazlasıyla telafi eder. Bu filmlere uygun konular da, yavaş filmlere uygun olan konuların benzeridir.
Hızlı filmler
Hızlı filmler ISO 400 ile ISO 3200 arasındadır. Bu grubun üst sınırındaki filmler karta basıldığı zaman oldukça belirgin bir gren oluştur. Konu dikkatle seçilirse, bu tür bir etki, görüntünün vurgusunu arttırabilir. Bu filmler, az ışıkta çalışırken, özellikle de hareketi dondurmak üzere hızlı bir enstantaneyle kullanılırken idealdir.
Siyah - beyaz film seçenekleri Daha fazla kullanılan markaları kapsayan aşağıdaki tablodaki bütün filmler negatif / pozitif (yani, pozitif fotoğraf basmak için negatif görüntü tespit ederler). Hepsi de evde kuracağınız karanlık oda koşullarında banyo yapılmaya uygundur. Koşullar gerektirdiği takdirde, filmlerin çoğunu belirtilen hızlarından bir ya da iki durak daha hızlıymış gibi pozlandırabilirsiniz. Bu durumda, filmin banyo süresinde bir ayarlama yapmak gerekecek (filmin 'hızlı banyosu' olarak bilinir) ve görüntü kalitesinde biraz bozulma olacaktır. Filmin farklı kareleri için farklı banyo süresi uygulamak imkansız olduğu için, bu işlemi yaptığınız filmlerde tüm kareler aynı film hızına göre pozlandırılmalıdır.
12 Haziran 2007 Salı
8 Haziran 2007 Cuma
Renkli filmler
Renkli film hem de amatör fotoğrafçıların en çok kullandığı malzemedir. 35mm'lik makinelerin çok popüler olmasından ötürü, bu tip makinelerde kullanmak üzere aralarından seçim yapabileceğiniz çok sayıda renkli film markası vardır. Başlıca iki renkli film çeşidi bulunur: karta basılan resimler için kullanılan renkli negatif ve slayt elde etmek için kullanılan renkli saydam (renkli diapozitif) filmler.
Siyah - beyaz filmden farklı olarak renkli film, belirli "renk ısı"ndaki bir ışıkta pozlandırılmak üzere yapılmıştır.
Renk ısısıGenellikle "beyaz" olarak düşündüğümüzde ışık, aslında yedi adet spektrum renginin birleşmesinden oluşmuştur. Bu ışık renklerinin birbirleriyle farklı orantılarda birleşmeleri farklı renk ıslarına sahip ışıkların oluşmasını sağlar. İnsan gözü ve beyninin öyle bir uyum yapabilme yeteneği vardır ki, farklı renk ısılarına sahip çoğu ışıkta bile nesneleri "gerçek" renkleriyle algılarız. Oysa renkli filmde durum böyle değildir.
Örneğin, eğer makinenizi gün ışığının renk ısısına uygun bir film takıp (yani, en çok kullanılan film çeşidi) ve evlerde kullandığımız tungsten ampul ışığında (yapay ışık) fotoğraf çekerseniz, resim turuncu çıkacaktır. Tungsten ışığının renk ısısı, gün ışığına göre daha düşüktür. Bu yüzden bu ışıkta, spektrum renkleri arasında daha düşük bir enerji seviyesine sahip olan turuncu dalgaboyu hakim olacaktır. Böyle bir durumda istenmeyen renk sıçramasına önlemek için makinenizin objektifine filtre takabilirsiniz.
Film hızıISO numaralıyla işaretlenmiş olan film hızı, filmin ışığa karşı duyarlığını gösterir. Filmin duyarlılığı arttıkça, doğru pozlandırılmış bir resim ortaya çıkarmak için daha az ışık yeterli olur. Konuya uygun bir film hızı kullanmak çok önemlidir. Loş ışıkta ve yavaş bir filmle (ISO 100), kullanılacak en açık diyaframda ve olabilecek en yavaş enstantanede bile, resmin pozlandırılması yetersiz kalabilir. Aynı koşullarda ISO 400'lük bir film (dört katı daha hassas) size iki durak küçük bir diyafram seçme (eğer netlik derinliği önemliyse) ya da iki durak daha hızlı enstantane seçme olanağı verir (eğer konunun hareketi ya da makinenin titremesi önemliyse).
Yavaş film: Tipik bir yavaş film, ISO 64, kontrastı yumuşatırken, cilt yapısı gibi konu detaylarını da göstererek çok güzel bir renk performansı verir.
Hızlı film: ISO 1000'lik bir filmde grenler (noktalar) daha vurguludur (özellikle bol ışıklı alanlarda) ve genellikle görüntü daha kontrastlıdır. Yine de, gölgede kalan alanlardaki ayrıntılar çok iyidir.
En çok kullanılan renkli filmlerden bazıları
Film türü ve ışık kaynağı: Mavi tonu zayıf olan tungsten ışığı için geliştirilmiş film ve gün ışığı filmleri vardır.
Siyah - beyaz filmden farklı olarak renkli film, belirli "renk ısı"ndaki bir ışıkta pozlandırılmak üzere yapılmıştır.
Renk ısısıGenellikle "beyaz" olarak düşündüğümüzde ışık, aslında yedi adet spektrum renginin birleşmesinden oluşmuştur. Bu ışık renklerinin birbirleriyle farklı orantılarda birleşmeleri farklı renk ıslarına sahip ışıkların oluşmasını sağlar. İnsan gözü ve beyninin öyle bir uyum yapabilme yeteneği vardır ki, farklı renk ısılarına sahip çoğu ışıkta bile nesneleri "gerçek" renkleriyle algılarız. Oysa renkli filmde durum böyle değildir.
Örneğin, eğer makinenizi gün ışığının renk ısısına uygun bir film takıp (yani, en çok kullanılan film çeşidi) ve evlerde kullandığımız tungsten ampul ışığında (yapay ışık) fotoğraf çekerseniz, resim turuncu çıkacaktır. Tungsten ışığının renk ısısı, gün ışığına göre daha düşüktür. Bu yüzden bu ışıkta, spektrum renkleri arasında daha düşük bir enerji seviyesine sahip olan turuncu dalgaboyu hakim olacaktır. Böyle bir durumda istenmeyen renk sıçramasına önlemek için makinenizin objektifine filtre takabilirsiniz.
Film hızıISO numaralıyla işaretlenmiş olan film hızı, filmin ışığa karşı duyarlığını gösterir. Filmin duyarlılığı arttıkça, doğru pozlandırılmış bir resim ortaya çıkarmak için daha az ışık yeterli olur. Konuya uygun bir film hızı kullanmak çok önemlidir. Loş ışıkta ve yavaş bir filmle (ISO 100), kullanılacak en açık diyaframda ve olabilecek en yavaş enstantanede bile, resmin pozlandırılması yetersiz kalabilir. Aynı koşullarda ISO 400'lük bir film (dört katı daha hassas) size iki durak küçük bir diyafram seçme (eğer netlik derinliği önemliyse) ya da iki durak daha hızlı enstantane seçme olanağı verir (eğer konunun hareketi ya da makinenin titremesi önemliyse).
Yavaş film: Tipik bir yavaş film, ISO 64, kontrastı yumuşatırken, cilt yapısı gibi konu detaylarını da göstererek çok güzel bir renk performansı verir.
Hızlı film: ISO 1000'lik bir filmde grenler (noktalar) daha vurguludur (özellikle bol ışıklı alanlarda) ve genellikle görüntü daha kontrastlıdır. Yine de, gölgede kalan alanlardaki ayrıntılar çok iyidir.
En çok kullanılan renkli filmlerden bazıları
Film türü ve ışık kaynağı: Mavi tonu zayıf olan tungsten ışığı için geliştirilmiş film ve gün ışığı filmleri vardır.
Fotoğraf makineleri filtreler
Filtreler üç ana grupta toplanır. Siyah - beyaz filmle kullanılan filtreler çeşitli renk tonlarının kaydedilme şeklini etkiler. Renkli film için olan filtreler gri, uçuk - renkli veya renksiz (UV filtresi gibi) ya da makinede yanlış bir film takıldığında oluşan hataları düzelten çok kuvvetli olarak renklendirilmiş filtreler olabilir. Her iki tür film için de düzinelerce özel etki filtresi vardır.
Fotoğraf makinesi filtresi, yuvarlak, optik nitelikli bir camdır (ya da daha ucuz ve daha dayanıksız plastiktir). Objektifin önündeki yuvaya takılır. Satın aldığınız filtrelerin objektifinize takılabilmesi için çaplarının doğru olmasına dikkat edin. (Aynı SLR makineye takılan farklı objektifler farklı çaplarda olabilir). Ayrıca, makinenin objektifine takılan, ayarlanabilir çerçevelerle yerleştirilen kara filtreler de vardır.
Filtre faktörleri
Pek azı dışında bütün filtreler filme gelen ışığı azaltır. SLR'de bu fark etmez; çünkü, bu tür makineler objektiften geçen ışığa göre ışık ölçümü yaptığı için, filtre takılması sonucu azalan ışık düzeyini kaydeder ve dengelemek için poz süresini arttırırlar. Öte yandan, kompakt makineler ışık ölçümünü makinedeki ayrı bir pencereden yapar; eğer bu pencere de filtreyle örtülmemişse fotoğraflarınızın, filtrenin gücüne bağlı olarak, gerektiğinden daha az pozlanmış olduğunu göreceksiniz. Üreticiler, filtrelerin dış çeperlerine bunu dengelemek için gerekli ilave poz sürelerini yazarlar. Buna filtre faktörü denir.
Filtrenin diğer kullanımları
Aşağıdaki tabloda, fotoğrafçılıkta genel olarak kullanılan filtreler yer almaktadır.
Sarı filtre
Siyah - beyaz filmle kullanılan bir sarı filtre, gökyüzü kontrastını kuvvetlendirir.
Polarize filtre
Gökyüzünün rengini ya tonunu kuvvetlendirmek için kullanılır.
U.V (Morötesi) filtre
Dağlık bölgelerde tipik olarak bol bulunan UV ışığı, bir UV filtresini çok gerekli kılar.
Ev yapımı yayıcı filtre
Düz cam bir filtrenin üstünü vazelinle gelişigüzel sıvıyarak yayıcı bir etki yaratabilirsiniz.
Özel efekt filtreleri
Bu filtrelerin türleri arasında, prizma, yıldız, sis, degrade renk ve saydam orta nokta filtreleri vardır. Gene de bu filtreleri ender olarak kullaın; yoksa, kısa sürede sıkıcı olabilirler.
Saydam orta nokta: Orta noktası saydam olan renkli bir filtre hoş bir görüntü yaratabilir.
Prizma: Güçlü çizgileri ve parlak renkleri olan konular bir prizma filtre için en uygunudur.
Nötr yoğunluk filtreleri (Gri filtreler)
Bütün ND filtrelerinin rengi gridir; siyah - beyaz ve renkli filmlerin her ikisiyle de kullanılabilirler. Temel işlevleri çok geniş bir diyafram açıklığı, ya da çok yavaş enstantaneler kullanmak istediğiniz durumlarda filmin fazla pozlanmasını önlemektir. Hiçbir biçimde siyah - beyaz tonların ya da renk tonlarının görünüşünü etkilemez.
Fotoğraf makinesi filtresi, yuvarlak, optik nitelikli bir camdır (ya da daha ucuz ve daha dayanıksız plastiktir). Objektifin önündeki yuvaya takılır. Satın aldığınız filtrelerin objektifinize takılabilmesi için çaplarının doğru olmasına dikkat edin. (Aynı SLR makineye takılan farklı objektifler farklı çaplarda olabilir). Ayrıca, makinenin objektifine takılan, ayarlanabilir çerçevelerle yerleştirilen kara filtreler de vardır.
Filtre faktörleri
Pek azı dışında bütün filtreler filme gelen ışığı azaltır. SLR'de bu fark etmez; çünkü, bu tür makineler objektiften geçen ışığa göre ışık ölçümü yaptığı için, filtre takılması sonucu azalan ışık düzeyini kaydeder ve dengelemek için poz süresini arttırırlar. Öte yandan, kompakt makineler ışık ölçümünü makinedeki ayrı bir pencereden yapar; eğer bu pencere de filtreyle örtülmemişse fotoğraflarınızın, filtrenin gücüne bağlı olarak, gerektiğinden daha az pozlanmış olduğunu göreceksiniz. Üreticiler, filtrelerin dış çeperlerine bunu dengelemek için gerekli ilave poz sürelerini yazarlar. Buna filtre faktörü denir.
Filtrenin diğer kullanımları
Aşağıdaki tabloda, fotoğrafçılıkta genel olarak kullanılan filtreler yer almaktadır.
Sarı filtre
Siyah - beyaz filmle kullanılan bir sarı filtre, gökyüzü kontrastını kuvvetlendirir.
Polarize filtre
Gökyüzünün rengini ya tonunu kuvvetlendirmek için kullanılır.
U.V (Morötesi) filtre
Dağlık bölgelerde tipik olarak bol bulunan UV ışığı, bir UV filtresini çok gerekli kılar.
Ev yapımı yayıcı filtre
Düz cam bir filtrenin üstünü vazelinle gelişigüzel sıvıyarak yayıcı bir etki yaratabilirsiniz.
Özel efekt filtreleri
Bu filtrelerin türleri arasında, prizma, yıldız, sis, degrade renk ve saydam orta nokta filtreleri vardır. Gene de bu filtreleri ender olarak kullaın; yoksa, kısa sürede sıkıcı olabilirler.
Saydam orta nokta: Orta noktası saydam olan renkli bir filtre hoş bir görüntü yaratabilir.
Prizma: Güçlü çizgileri ve parlak renkleri olan konular bir prizma filtre için en uygunudur.
Nötr yoğunluk filtreleri (Gri filtreler)
Bütün ND filtrelerinin rengi gridir; siyah - beyaz ve renkli filmlerin her ikisiyle de kullanılabilirler. Temel işlevleri çok geniş bir diyafram açıklığı, ya da çok yavaş enstantaneler kullanmak istediğiniz durumlarda filmin fazla pozlanmasını önlemektir. Hiçbir biçimde siyah - beyaz tonların ya da renk tonlarının görünüşünü etkilemez.
7 Haziran 2007 Perşembe
fotoğraf makinesi araçlar gereçler
Her türlü koşulda iyi bir sonuç verecek tek bir fotoğraf makinesi / objektif / aksesuar bileşimi yoktur. Nerede çalışacağınızı, ne elde etmek istediğinizi ve amacınıza nasıl ulaşacağınızı iyi düşünün. Dışarıda çekim yaparken doğru araç-gereçleri seçmek tabii ki önem taşır. Stüdyoda bile, özellikle canlı konularda çalışırken, önceden planlama yapmak çok önemlidir.
Fotoğraf makinesi çantası
Çantanız sizin seçtiğiniz araç-gereci alabilecek büyüklükte olmalıdır; çok büyükse içindekiler sallanır; çok küçükse eşyayı içine tıkıştırırsınız.
Objektif bakımı
Normal olarak objektiflere sadece yüzeysel bir bakım gerekir. Bir önlem olarak objektifin önünde bir UV filtresi takılı dursun. Bu kirlendiği zaman objektif kağıdı ya da beziyle tamizleyin. Objektif şapkası ve kapağı da koruma sağlar. Objektifin ön kısmı çok hassastır. Onun için tozları ve kirleri, sadece havalı fırçayla ya da basınçlı hava püskürterek (önerilen uzaklıktan) temizleyin.
MimariBu tür konular için temel fotoğraf takımı, bir fotoğraf makinesi ve iki ya da üç objektiften oluşur: bir geniş açılı objektif; tercihen istenmeyen perspektif bozulmalarını önleyen kaydırmalı mekanizması olan (aslında bu çok pahallı ve genellikle geniş açılıdır) bir standart objektif ve mimari ayrıntılar için bir telefobjektif gibi. Binaların içinde, özellikle mekan sıkışıksa, çekilcek olan çok genişse ya da geniş bir netlik derinliği isteniyorsa, bir geniş açılı objektif gerekir. Standart objektfi büyük bir olasılıkla sahip olduğunuz en hızlı objektif olacaktır. Flaşa izin verilmiyorsa ve uzun poz süreleri gerekiyorsa, yanınıza bir üç ayak sehpa ve deklanşöre basarken makineyei titretmemek içiin bir deklanşör kablosu alın; alternatif olarak bir timer kullanın. Kolay ulaşılamayan detayları yakalamak için teleobjektif idealdir. Siyah-beyaz fotoğraflarda gökyüzünün ve taş örgü yüzeylerin ton değerlerini kontrol edebilmek için takımımızda sarı, yeşil ve turuncu filtreler bulundurun. Dış cephelerin renki fotoğrafları için polarize filtre yararlı olabilir.
Objelerİç mekanlarda zaman sizden yanadır. Kompozisyonu oluşturacak objeleri sabırla teker teker yerleştirip, her defhasında ışıkları ayarlayarak kompozisyonu vizörden kontrol edebilirsiniz. Bu tür bir çalışma bir üç-ayak sehpa gerektirecektir. Konunuz küçükse masa üstü sehpayı daha yararlı bulacaksınız. Aydınlatma, iki fotoflud, bir spot ve belki de bir flaş tabancası ve bir yansıtıcı şemsiyeden oluşabilir. Işın demetini kontrol etmek için bir ışın hunisi - spot ışığının ucuna takılan koni - yararlı olabilir. Işık, tek kaynaktan geliyorsa, konunun gölge yanına konacak beyaz bir karton, ışığın bir kısmını yansıtarak kontrastları azaltacaktır.
Hayvanlar
Hayvanlar çekilmesi çok zor konulardır. Bu tür çekimlerde genel olarak en çok yararlı olan şey makinenin deklaşörünü uzaktan çalıştırabilecek bir araçtır. Bu deklaşöre metrelerce uzaktan basmaya imkan verecek uzun bir pompalı deklanşör kablosu olabilir. Daha pahalısı ise, radyo dalglarıyla çalışan uzaktan kumandalı deklanşördür. Bu tür bir deklanşör kullanarak, konunuzu uzaktan bir dürbünle gözleyebilir, sonra tam gereken anda deklanşöre basmak için radyo dalgası sinyali gönderebilirsiniz. Öte yandan, konunun kızılötesi bir ışına yakalanması sonucu çalışan deklanşörler de vardır. Bu tür uzaktan kumandalı deklaşörleri kullanırken makinenizi sağlam bir üç-ayak sehpa üzerine yerleştirmeli, objektifinizi de konunun geleceğini düşündüğünüz yöne doğru nişanlamalısınız. Ayrıca, makinenin otomatik kare ilerletebilmesi (ya da tek tek kare sarabilen bir film sarma motoruna sahip olması) önemlidir; yoksa her kareden sonra filmi sarmak için saklandığınız yerden çıkmanız gerekecektir. Birçok hayvan gece dışarı çıkar. Bunun için ya makinenin üstüne takılı ya da uygun bir dala kelepçelenmiş ve bir kabloya makineye bağlanmış bir flaş bulunması önemlidir. Hızılı hareket eden hayvanlar ve gece uçan kuşlar için çabuk ve arka arkaya çakan (storoboskopik) bir flaş kullanın. Bu araç, saniyenin milyonda biri ya da daha az süren ışıklar çakar - bu ışık öyle hızlıdır ki hayvanların çoğu ışığı fark etmez bile. Gereken objektifin niteliği daha çok konunun büyüklüğüne ve makineye olan uzaklığına bağlıdır - aslında normal bir geniş açıdan uzun bir teleobjektife kadar her tür objektif kullanılabilir. Yağmura ya da yoğun çiğ düşmesine karşı bir önlem olarak, makine bir naylon torbaya sarılabilir; objektifin kapanmaması için torbada bir delik açıp, objektifin ucunu bu delikten dışarı çıkarabilirsiniz.
Hareketli konular
Hareketli çekimler için gerektiğinden fazla araç-gereç yüklenmekten kaçının. Böylece daha hızlı hareket edebilirsiniz; makineyi gözünüze dayar, resmi çeker ve bir sonraki çekime hazır olursunuz. Profesyonel spor karşılaşmalarında, basın fotoğrafçılarının bölgesine giremeyeceğiniz için, geniş açı çekimlerin dışındaki çekimleriniz için başlıca ihtiyaçlarınız, uzun bir objektif (en az 90mm) ve bir film sarma motorlu (ya da otomatik kare ilerleten) bir makine olacaktır. Tribünlerdeyseniz, üç-ayak kullanamayacaksanız; ama, bir el ya da omuz kabzası, makinenizi ve uzun objektifinizi desteklemeyi çok kolaylaştıracak ve makinenin titremesini çok azaltacaktır. Amatör spor karşılaşmaları daha iyi çekim olanakları sağlar. Çünkü bu tür karşılaşmalarda saha kenarında durabilir ve 90mm'ye kadar zoom objektifi olan bir kompakt makineyle mükemmel resimler çekebilirsiniz.
Manzara
Geniş alanları yakalamak için, çoğu kompakt makinede de standart olarak bulunan geniş bir netlik derinliği sunan geniş açı objektifler gereklidir. Yine de geniş açı, gözün stereoskopik görüşünü hiçbir zaman tam olarak yansıtamaz.
Uzun bir objektif kullanarak sahnenin sadece bir bölümüne yoğunlaşmaak genellikle daha fazla bir mekan atmosferi yaratabilir. Ayrıca, teleobjektifler geniş açıda tamamen gözden kaçabilen, uzaktaki unsurları da yaklaştırmakta yararlıdır. Manzara resimlerinde gökyüzü sorun yaratan bir alandır.; bir polarize filtre ya da morötesi filtre gökyüzünün adeta fazla pozlandırılmış gibi parlamasını önleyebilir. Gün boyunca aynı sahnenin bir dizi fotoğrafını çekmek için yanınıza bir sehpa ve deklanşör kablosu alın. Makinenizi yerleştirdikten sonra işiniz bitinceye kadar yerinden kıpırdatmamanız gerekir. Bu tür çekimlerde yanınıza bir şemsiye almayı unutmayın. Pırıl pırıl bsşlayan bir sabah, yağmurlu bir öğleden sonrasına dönüşebilir.
Portreler
İnsan portreleri hem da ciddi konrollü stüdyo ortamında hem de stüdyo dışında etkili sonuçlar verirler. İç mekanlarda da çekilen portrelerde gün ışığı yeterli olabilir. Buna karşın güneş ışığı mekana doğrudan giriyorsa, oluşan aydınlatma çok yoğun ve yüksek kontrasta olabilir. Böyle bir durumda ışığı filtre edip yumuşatmak için, ışığın girdiği açıklığı, tül perde ya da aydınger kâğıdı asarak kapatın. Kullanabileceğiniz diğer ışık kaynakları genel aydınlatma için iki tane fotoflud ve konunuzun saçlarının sınırını belirtmek ya da gözlerine bir ışıltı katmak için bir spot olabilir. Ayrıca, duvardan, tavandan ya da yansıtıcı şemsiyeden yansıtılan bir flaş da potre çekimleri için uygundur. Çok koyu gölgeli bir alanı biraz aydınlatmak için elinizin altında yansıtıcı olarak kullanabileceğiniz bir tabaka beyaz karton bulundurun. İç ve dış mekanlarda, 35mm formatlı fotoğraf makineleriyle portre çekmek için en çok kısa teleobjektifler kullanılır. Bunların odak uzaklığı 85mm ile 135mm arasında değişir. Bu, konuya fazla yaklaşmadan, resim alanına baş ve omuzla doldurabilmenizi sağlar. Eğer iç mekanda ışığınızı ayarlamak istiyorsanız makinenizi bir sehpanın üstüne oturtun. Dış mekanlarda en iyi açıyı ve ışığı bulmak üzere dolaşacağınız için, makineyi elde tutmayı yeğleyebilirsiniz.
Yakın çekimler
Fotoğrafçılığın bu alanında SLR'lerin kompaktlara göre kesin bir üstünlüğü vardır. SLR'lerde, objektifle makine arasına takılan uzatma körükleri gibi özel araçlar kullanabilirsiniz. Ayrıca, SLR'de kullanılan zoom objektilerin çoğunda, gerçek boyutlara yakın fotoğraf çekebilen 'makro' ayarları vardır. Daha da özel çalışmalar için SLR'leri mikroskoplara ya da teleskoplara takabilsiniz. Yakın çekimlerde karşılaşılan iki temel sorun son derece az bir netlik derinliği (yakın - çekim araçlarının kaçınılmaz bir özelliği) ve yetersiz aydınlatmadır - objektif konuya çok yaklaşınca arada ışığın geçeceği yer kalmaz. İlk sorunu çözmeye yardımcı olmak için makine sağlam bir sehpanın üstüne takılmalıdır. Böylece, görüntünün netliği ya da konunun yerleşimi üzerinde çok ince ayaralar yapılabilir. Açık havada yapılan çekimlerde konunuzun çevresine, rüzgarı kesecek ve böylece konunun sallanarak net ayarının bozulması önleyecek bir koruyucu (kartondan olabilir) gerekebilir. İkinci sorun için konuyu aydınlatacak ve hareket etmesine vakit bırakmadan çekim yapmanızı sağlayacak bir flaşa ihtiyacınız olacak. Rüzgarı kesmede kullanılan karton aynı zamanda konunun gölgede kalan yanını aydınlatan bir yansıtıcı görevi yapabilir. Yararlı olan başka bir aksesuar da, halka flaştır. Bu objektifin önüne takılan ve konuyu neredeyse gölgesiz bir ışıkla aydınlatan dairesel bir ışık tüpüdür.
Fotoğraf makinesi çantası
Çantanız sizin seçtiğiniz araç-gereci alabilecek büyüklükte olmalıdır; çok büyükse içindekiler sallanır; çok küçükse eşyayı içine tıkıştırırsınız.
Objektif bakımı
Normal olarak objektiflere sadece yüzeysel bir bakım gerekir. Bir önlem olarak objektifin önünde bir UV filtresi takılı dursun. Bu kirlendiği zaman objektif kağıdı ya da beziyle tamizleyin. Objektif şapkası ve kapağı da koruma sağlar. Objektifin ön kısmı çok hassastır. Onun için tozları ve kirleri, sadece havalı fırçayla ya da basınçlı hava püskürterek (önerilen uzaklıktan) temizleyin.
MimariBu tür konular için temel fotoğraf takımı, bir fotoğraf makinesi ve iki ya da üç objektiften oluşur: bir geniş açılı objektif; tercihen istenmeyen perspektif bozulmalarını önleyen kaydırmalı mekanizması olan (aslında bu çok pahallı ve genellikle geniş açılıdır) bir standart objektif ve mimari ayrıntılar için bir telefobjektif gibi. Binaların içinde, özellikle mekan sıkışıksa, çekilcek olan çok genişse ya da geniş bir netlik derinliği isteniyorsa, bir geniş açılı objektif gerekir. Standart objektfi büyük bir olasılıkla sahip olduğunuz en hızlı objektif olacaktır. Flaşa izin verilmiyorsa ve uzun poz süreleri gerekiyorsa, yanınıza bir üç ayak sehpa ve deklanşöre basarken makineyei titretmemek içiin bir deklanşör kablosu alın; alternatif olarak bir timer kullanın. Kolay ulaşılamayan detayları yakalamak için teleobjektif idealdir. Siyah-beyaz fotoğraflarda gökyüzünün ve taş örgü yüzeylerin ton değerlerini kontrol edebilmek için takımımızda sarı, yeşil ve turuncu filtreler bulundurun. Dış cephelerin renki fotoğrafları için polarize filtre yararlı olabilir.
Objelerİç mekanlarda zaman sizden yanadır. Kompozisyonu oluşturacak objeleri sabırla teker teker yerleştirip, her defhasında ışıkları ayarlayarak kompozisyonu vizörden kontrol edebilirsiniz. Bu tür bir çalışma bir üç-ayak sehpa gerektirecektir. Konunuz küçükse masa üstü sehpayı daha yararlı bulacaksınız. Aydınlatma, iki fotoflud, bir spot ve belki de bir flaş tabancası ve bir yansıtıcı şemsiyeden oluşabilir. Işın demetini kontrol etmek için bir ışın hunisi - spot ışığının ucuna takılan koni - yararlı olabilir. Işık, tek kaynaktan geliyorsa, konunun gölge yanına konacak beyaz bir karton, ışığın bir kısmını yansıtarak kontrastları azaltacaktır.
Hayvanlar
Hayvanlar çekilmesi çok zor konulardır. Bu tür çekimlerde genel olarak en çok yararlı olan şey makinenin deklaşörünü uzaktan çalıştırabilecek bir araçtır. Bu deklaşöre metrelerce uzaktan basmaya imkan verecek uzun bir pompalı deklanşör kablosu olabilir. Daha pahalısı ise, radyo dalglarıyla çalışan uzaktan kumandalı deklanşördür. Bu tür bir deklanşör kullanarak, konunuzu uzaktan bir dürbünle gözleyebilir, sonra tam gereken anda deklanşöre basmak için radyo dalgası sinyali gönderebilirsiniz. Öte yandan, konunun kızılötesi bir ışına yakalanması sonucu çalışan deklanşörler de vardır. Bu tür uzaktan kumandalı deklaşörleri kullanırken makinenizi sağlam bir üç-ayak sehpa üzerine yerleştirmeli, objektifinizi de konunun geleceğini düşündüğünüz yöne doğru nişanlamalısınız. Ayrıca, makinenin otomatik kare ilerletebilmesi (ya da tek tek kare sarabilen bir film sarma motoruna sahip olması) önemlidir; yoksa her kareden sonra filmi sarmak için saklandığınız yerden çıkmanız gerekecektir. Birçok hayvan gece dışarı çıkar. Bunun için ya makinenin üstüne takılı ya da uygun bir dala kelepçelenmiş ve bir kabloya makineye bağlanmış bir flaş bulunması önemlidir. Hızılı hareket eden hayvanlar ve gece uçan kuşlar için çabuk ve arka arkaya çakan (storoboskopik) bir flaş kullanın. Bu araç, saniyenin milyonda biri ya da daha az süren ışıklar çakar - bu ışık öyle hızlıdır ki hayvanların çoğu ışığı fark etmez bile. Gereken objektifin niteliği daha çok konunun büyüklüğüne ve makineye olan uzaklığına bağlıdır - aslında normal bir geniş açıdan uzun bir teleobjektife kadar her tür objektif kullanılabilir. Yağmura ya da yoğun çiğ düşmesine karşı bir önlem olarak, makine bir naylon torbaya sarılabilir; objektifin kapanmaması için torbada bir delik açıp, objektifin ucunu bu delikten dışarı çıkarabilirsiniz.
Hareketli konular
Hareketli çekimler için gerektiğinden fazla araç-gereç yüklenmekten kaçının. Böylece daha hızlı hareket edebilirsiniz; makineyi gözünüze dayar, resmi çeker ve bir sonraki çekime hazır olursunuz. Profesyonel spor karşılaşmalarında, basın fotoğrafçılarının bölgesine giremeyeceğiniz için, geniş açı çekimlerin dışındaki çekimleriniz için başlıca ihtiyaçlarınız, uzun bir objektif (en az 90mm) ve bir film sarma motorlu (ya da otomatik kare ilerleten) bir makine olacaktır. Tribünlerdeyseniz, üç-ayak kullanamayacaksanız; ama, bir el ya da omuz kabzası, makinenizi ve uzun objektifinizi desteklemeyi çok kolaylaştıracak ve makinenin titremesini çok azaltacaktır. Amatör spor karşılaşmaları daha iyi çekim olanakları sağlar. Çünkü bu tür karşılaşmalarda saha kenarında durabilir ve 90mm'ye kadar zoom objektifi olan bir kompakt makineyle mükemmel resimler çekebilirsiniz.
Manzara
Geniş alanları yakalamak için, çoğu kompakt makinede de standart olarak bulunan geniş bir netlik derinliği sunan geniş açı objektifler gereklidir. Yine de geniş açı, gözün stereoskopik görüşünü hiçbir zaman tam olarak yansıtamaz.
Uzun bir objektif kullanarak sahnenin sadece bir bölümüne yoğunlaşmaak genellikle daha fazla bir mekan atmosferi yaratabilir. Ayrıca, teleobjektifler geniş açıda tamamen gözden kaçabilen, uzaktaki unsurları da yaklaştırmakta yararlıdır. Manzara resimlerinde gökyüzü sorun yaratan bir alandır.; bir polarize filtre ya da morötesi filtre gökyüzünün adeta fazla pozlandırılmış gibi parlamasını önleyebilir. Gün boyunca aynı sahnenin bir dizi fotoğrafını çekmek için yanınıza bir sehpa ve deklanşör kablosu alın. Makinenizi yerleştirdikten sonra işiniz bitinceye kadar yerinden kıpırdatmamanız gerekir. Bu tür çekimlerde yanınıza bir şemsiye almayı unutmayın. Pırıl pırıl bsşlayan bir sabah, yağmurlu bir öğleden sonrasına dönüşebilir.
Portreler
İnsan portreleri hem da ciddi konrollü stüdyo ortamında hem de stüdyo dışında etkili sonuçlar verirler. İç mekanlarda da çekilen portrelerde gün ışığı yeterli olabilir. Buna karşın güneş ışığı mekana doğrudan giriyorsa, oluşan aydınlatma çok yoğun ve yüksek kontrasta olabilir. Böyle bir durumda ışığı filtre edip yumuşatmak için, ışığın girdiği açıklığı, tül perde ya da aydınger kâğıdı asarak kapatın. Kullanabileceğiniz diğer ışık kaynakları genel aydınlatma için iki tane fotoflud ve konunuzun saçlarının sınırını belirtmek ya da gözlerine bir ışıltı katmak için bir spot olabilir. Ayrıca, duvardan, tavandan ya da yansıtıcı şemsiyeden yansıtılan bir flaş da potre çekimleri için uygundur. Çok koyu gölgeli bir alanı biraz aydınlatmak için elinizin altında yansıtıcı olarak kullanabileceğiniz bir tabaka beyaz karton bulundurun. İç ve dış mekanlarda, 35mm formatlı fotoğraf makineleriyle portre çekmek için en çok kısa teleobjektifler kullanılır. Bunların odak uzaklığı 85mm ile 135mm arasında değişir. Bu, konuya fazla yaklaşmadan, resim alanına baş ve omuzla doldurabilmenizi sağlar. Eğer iç mekanda ışığınızı ayarlamak istiyorsanız makinenizi bir sehpanın üstüne oturtun. Dış mekanlarda en iyi açıyı ve ışığı bulmak üzere dolaşacağınız için, makineyi elde tutmayı yeğleyebilirsiniz.
Yakın çekimler
Fotoğrafçılığın bu alanında SLR'lerin kompaktlara göre kesin bir üstünlüğü vardır. SLR'lerde, objektifle makine arasına takılan uzatma körükleri gibi özel araçlar kullanabilirsiniz. Ayrıca, SLR'de kullanılan zoom objektilerin çoğunda, gerçek boyutlara yakın fotoğraf çekebilen 'makro' ayarları vardır. Daha da özel çalışmalar için SLR'leri mikroskoplara ya da teleskoplara takabilsiniz. Yakın çekimlerde karşılaşılan iki temel sorun son derece az bir netlik derinliği (yakın - çekim araçlarının kaçınılmaz bir özelliği) ve yetersiz aydınlatmadır - objektif konuya çok yaklaşınca arada ışığın geçeceği yer kalmaz. İlk sorunu çözmeye yardımcı olmak için makine sağlam bir sehpanın üstüne takılmalıdır. Böylece, görüntünün netliği ya da konunun yerleşimi üzerinde çok ince ayaralar yapılabilir. Açık havada yapılan çekimlerde konunuzun çevresine, rüzgarı kesecek ve böylece konunun sallanarak net ayarının bozulması önleyecek bir koruyucu (kartondan olabilir) gerekebilir. İkinci sorun için konuyu aydınlatacak ve hareket etmesine vakit bırakmadan çekim yapmanızı sağlayacak bir flaşa ihtiyacınız olacak. Rüzgarı kesmede kullanılan karton aynı zamanda konunun gölgede kalan yanını aydınlatan bir yansıtıcı görevi yapabilir. Yararlı olan başka bir aksesuar da, halka flaştır. Bu objektifin önüne takılan ve konuyu neredeyse gölgesiz bir ışıkla aydınlatan dairesel bir ışık tüpüdür.
flaş
Fotoğraf makinelerinin flaşları iki cinstir: makinelerin entegre parçası olan gömme flaş ünitesi (kompakt makinlerde çok yaygındır); ve makinenin üstündeki özel bir 'yuvaya' takılan ayrı flaş ünitesi (SLR'lerde çok yaygındır; bazı kompaktlara da takılabilir).
Flaş ünitelerinin hemen hemen hepsinde konudan yansıyan ışığı ölçen ve flaşın çakma süresini kontrol eden ışığa duyarlı bir foto elektrik hücre vardır. Buna karşın, "özel kullanımlı" flaş üniteleri olan bazı makineler flaşın çakma süresini filmden yansıyan flaş ışığını ölçerek ayarlar ve film tam olarak pozlandığı zaman flaş ışığını keser. Bu özel üniteler, yuvalarına bir kez takıldıktan sonra, makinenin bir parçası haline gelirler. Makinenin devrelerine kilitlenerek flaş verimine uyum sağlamak için gereken enstantane ayarını yaparlar ve makineden aldıkları diyafram ayarı ve film hızı bilgilerini değerlendirerek ne kadar flaş ışığı kullanılması gerektiğini tespit ederler.
Kırmızı göz
Eski kompakt makinelerdeki gömme flaşların zaman zaman yarattığı ve "kırmızı göz" olarak bilinen sorun, çekitlen resimde insanların gözbebeklerinin parlak kırmızı gözükmesidir. Bunun nedeni, flaşın makinenin objektifine çok yakın olmasıdır. Sabit ve öne doğru bakan bir flaş kullanıldığı zaman bu sorunla karşılaşmak kaçınılmazdır. (Daha kaliteli kompakt modellerde geliştirilmiş tasarımlar "kırmızı gözü" ortadan kaldırmıştır.) SLR'ler daha büyük olduklarından flaş kafasıyla objektif arasındaki uzaklık bu ektiyi ortadan kaldırır.
Flaş ışığının yansıtılması
Doğrudan öne bakan bir flaş kullanırken karşılaşabileceğiniz başka bir sorun da elde ettiğiniz görüntünün donuk ve kaba olmasıdır. Günümüzde yapılan ayrı flaş ünitelerinin çoğunda aşağı yukarı ve / ya da sağa sola hareket edebilen kafalar sayesinde ışık tavana ya da yakındaki bir duvara doğrultulup yansıtabilir. Bu şekilde elde edeceğiniz sonuç daha yumuşak ve doğal görünür. Eğer, renkli film kullanıyorsanız, flaş ışığının, yansıtıldığı yüzeylerin rengini alacağını ve bunu resmin bütününe yayacağını dikkate almanızda yarar vardır.
Refletörden yansıtılmış flaş
Doğrudan kullanılan flaş doğal olmayan bir aydınlatma yapar. Eğer flaş ışığı, flaş ünitesine takılan ve renk sıçramasını önleyen özel bir reflektörden yansıtılırsa aydınlatma çok daha doğal görünür.
Flaş ışığının azalması
Flaşın aydınlatma gücü çok çabuk azalır. Flaşla konu arasındaki uzaklığı iki katına çıkardığınız zaman ışığın yayıldığı alan dört katına çıkar; böylece, flaşın gücü dörtte bire iner. Flaşla çekilen resimlerde öndeki nesnelerin iyi aydınlatılmış olmasına karşın arkadakilerin karanlık, ve giderek görünmez oluşu bu yüzdendir. Bundan kaçınmak için flaşınızın çekeceğiniz resimler için yeterli olmasına dikkat edin. Flaş gücü, güç sayısı (GN) ile ifade edilir.- GN büyüdükçe flaşın verimi artar.
Işığın yayıldığı alanın objektifin açısından küçük olduğu durumlarda da flaş gücünün azaldığı görülür. Bu durumda, resmin ortası çok iyi pozlandığı halde, görüntü, kenarlara doğru kararır. Bunu önlemek için ya objektifinizi değiştirip daha dar açılı bir objektif kulanmanız ya da flaşın önüne ışığı dağıtan bir filtre takmanız gerekir. Filtre kullandığınız zaman, flaş ışığı daha geniş bir alana yayılacak; buna karşılık doğal olarak ışık yoğunluğu azalacak
Flaş ünitelerinin hemen hemen hepsinde konudan yansıyan ışığı ölçen ve flaşın çakma süresini kontrol eden ışığa duyarlı bir foto elektrik hücre vardır. Buna karşın, "özel kullanımlı" flaş üniteleri olan bazı makineler flaşın çakma süresini filmden yansıyan flaş ışığını ölçerek ayarlar ve film tam olarak pozlandığı zaman flaş ışığını keser. Bu özel üniteler, yuvalarına bir kez takıldıktan sonra, makinenin bir parçası haline gelirler. Makinenin devrelerine kilitlenerek flaş verimine uyum sağlamak için gereken enstantane ayarını yaparlar ve makineden aldıkları diyafram ayarı ve film hızı bilgilerini değerlendirerek ne kadar flaş ışığı kullanılması gerektiğini tespit ederler.
Kırmızı göz
Eski kompakt makinelerdeki gömme flaşların zaman zaman yarattığı ve "kırmızı göz" olarak bilinen sorun, çekitlen resimde insanların gözbebeklerinin parlak kırmızı gözükmesidir. Bunun nedeni, flaşın makinenin objektifine çok yakın olmasıdır. Sabit ve öne doğru bakan bir flaş kullanıldığı zaman bu sorunla karşılaşmak kaçınılmazdır. (Daha kaliteli kompakt modellerde geliştirilmiş tasarımlar "kırmızı gözü" ortadan kaldırmıştır.) SLR'ler daha büyük olduklarından flaş kafasıyla objektif arasındaki uzaklık bu ektiyi ortadan kaldırır.
Flaş ışığının yansıtılması
Doğrudan öne bakan bir flaş kullanırken karşılaşabileceğiniz başka bir sorun da elde ettiğiniz görüntünün donuk ve kaba olmasıdır. Günümüzde yapılan ayrı flaş ünitelerinin çoğunda aşağı yukarı ve / ya da sağa sola hareket edebilen kafalar sayesinde ışık tavana ya da yakındaki bir duvara doğrultulup yansıtabilir. Bu şekilde elde edeceğiniz sonuç daha yumuşak ve doğal görünür. Eğer, renkli film kullanıyorsanız, flaş ışığının, yansıtıldığı yüzeylerin rengini alacağını ve bunu resmin bütününe yayacağını dikkate almanızda yarar vardır.
Refletörden yansıtılmış flaş
Doğrudan kullanılan flaş doğal olmayan bir aydınlatma yapar. Eğer flaş ışığı, flaş ünitesine takılan ve renk sıçramasını önleyen özel bir reflektörden yansıtılırsa aydınlatma çok daha doğal görünür.
Flaş ışığının azalması
Flaşın aydınlatma gücü çok çabuk azalır. Flaşla konu arasındaki uzaklığı iki katına çıkardığınız zaman ışığın yayıldığı alan dört katına çıkar; böylece, flaşın gücü dörtte bire iner. Flaşla çekilen resimlerde öndeki nesnelerin iyi aydınlatılmış olmasına karşın arkadakilerin karanlık, ve giderek görünmez oluşu bu yüzdendir. Bundan kaçınmak için flaşınızın çekeceğiniz resimler için yeterli olmasına dikkat edin. Flaş gücü, güç sayısı (GN) ile ifade edilir.- GN büyüdükçe flaşın verimi artar.
Işığın yayıldığı alanın objektifin açısından küçük olduğu durumlarda da flaş gücünün azaldığı görülür. Bu durumda, resmin ortası çok iyi pozlandığı halde, görüntü, kenarlara doğru kararır. Bunu önlemek için ya objektifinizi değiştirip daha dar açılı bir objektif kulanmanız ya da flaşın önüne ışığı dağıtan bir filtre takmanız gerekir. Filtre kullandığınız zaman, flaş ışığı daha geniş bir alana yayılacak; buna karşılık doğal olarak ışık yoğunluğu azalacak
Enstantane
Fotoğraf makinesinin, saniyelerle ve saniyenin kesirleriyle işaretlenmiş bir kadranla kontrol edilen enstantane ayarı, diyafram açıklığı ile birlikte film üzerine ne kadar ışık düşeceğini belirler. Ama, daha da önemlisi, enstantane ayarı, hareketli ya da durağan konuların net ve keskin detaylı olarak mı yokse belli bir izlenimi ifade edercesine bulanık olarak mı kaydedileceğini belirler.
Obtüratör açıkken fotoğraf makinesinin hareket etmesiyle oluşabilecek istenmeyen titremelerden kaçınmak için, yeterince yüksek bir enstantane hızı kullanmalısınız. Eğer, makinenizi bir üç ayak üstüne oturtursanız, makinenin titreme tehlikesi ortadan kalkacağından, saniyeler süren uzun enstantaneler kullanabilirsiniz. Buna karşın makineyi elinizde tutuyorsanız genel kural, hiç değilse objektifinizin odak uzaklığına denk bir enstantane seçmektir.
Yani
Odak uzaklığı
Enstantane hızı
50mm'lik objektif için90-135mm'de250mm'de
1/60 sn. ya da üstü1/125 ya da üstü1/250 ya da üstü
enstantane kullanın. Bu kuralın nedenlerinden biri objektiflerin uzunlaştıkça daha ağırlaşması, diğeri ise makinedeki en küçük harketin objektifin uç noktası uzaklaştıkça daha fazla kaymaya sebep olmasıdır.
Yaratıcı kontrol
Fotğrafını çektiğiniz hareketli bir konuyu yorumlamak için, enstantaneyi kullanabilirsiniz. Örneğin, koşan bir insanı çekerken, bütün ayrıntılarıyla "dondurulmuş" bir görüntü için 1/250 hatta 1/500 sn lik bir enstantane kullanılırsa çekim sırasında koşan insan figürü, objektifin görüş alanının bir ucundan diğer ucuna doğru çok hafif olarak hareket etmiş olacaktır. Sonuç: yine kesinlikle tanınabilir bir koşucudur; ama bu kez görüntü biraz bulanıktır ki, bu da hareket ve canlılık hissi yaratır.
Her zaman, enstantane ile diyafram açıklığını birlikte dikkate almak zorundasınız. Aynı örneği kullanarak 1/500 sn de doğru poz için pozometreniz f4 verdiyse, 1/60 sn'de f11 kullanmanız gerekecektir. Bu durumda netlik derinliği önemli ölçüde artacak belki de, dikkati dağıtan bir arka plan da netleşecektir.
Pan yapma
Enstantaneyi yaratıcı bir şekilde kullanmanın başka bir yolu da "pan yapma", yani obtüratör açıkken fotoğraf makinesini hareket ettirmektir. Bunu yapmak için, 1/30 ya da 1/60 saniyelik bir enstantane seçin ve pozlandırma yaparken konuyu makinenize göre aynı konumda tutmaya çalışarak konunun hareketini makineyle izleyin. Hareket eden konu net görünecek; ama, bütün hareketsiz nesneler (arka plan gibi) bulanık olacaktır.
Hareketin dondurulması
Fotoğraf makinesiyle hareketin dondurulması için başvurulan iki yöntem vardır. Bunlardan biri, ani yoğun ışık veren flaş kullanımı; diğeri, hızlı bir enstantane kullanımıdır.
Hareket yönü: Hareketi dondurmak için gerekli enstante, konunuzun makinenize göre hareket yönüne de bağlıdıdr. Örneğin, makinenin tam üstüne doğru gelen ya da makineden uzaklaşan süratli bir otomobilin hareketi, objektifin görüş alanına paralel olarak yapılan bir hareket için gerekenden çok daha yavaş bir enstantaneyle dondurulabilir. Ayrıca, bir nesnenin hareketini yakalamak için, nesne fotoğraf makinesine ne kadar yakınsa, o kadar yüksek bir enstantaneye gerek vardır.
Manuel pozlandırmalar
Havai fişekler gibi konularda, enstantaneyi B'ye ayarlayarak makineyi bir üç ayak üstüne yerleştirin. Parmağınızı deklanşörden çekene kadar uzun bir poz süresince enstantane perdesi açık kalacaktır.
Makine titremesinin yaratıcılığı
Makine titremesi ilginç dokusal ve ışıksal etkiler yaparak fotoğrafınızı çekici kılar.
Obtüratör açıkken fotoğraf makinesinin hareket etmesiyle oluşabilecek istenmeyen titremelerden kaçınmak için, yeterince yüksek bir enstantane hızı kullanmalısınız. Eğer, makinenizi bir üç ayak üstüne oturtursanız, makinenin titreme tehlikesi ortadan kalkacağından, saniyeler süren uzun enstantaneler kullanabilirsiniz. Buna karşın makineyi elinizde tutuyorsanız genel kural, hiç değilse objektifinizin odak uzaklığına denk bir enstantane seçmektir.
Yani
Odak uzaklığı
Enstantane hızı
50mm'lik objektif için90-135mm'de250mm'de
1/60 sn. ya da üstü1/125 ya da üstü1/250 ya da üstü
enstantane kullanın. Bu kuralın nedenlerinden biri objektiflerin uzunlaştıkça daha ağırlaşması, diğeri ise makinedeki en küçük harketin objektifin uç noktası uzaklaştıkça daha fazla kaymaya sebep olmasıdır.
Yaratıcı kontrol
Fotğrafını çektiğiniz hareketli bir konuyu yorumlamak için, enstantaneyi kullanabilirsiniz. Örneğin, koşan bir insanı çekerken, bütün ayrıntılarıyla "dondurulmuş" bir görüntü için 1/250 hatta 1/500 sn lik bir enstantane kullanılırsa çekim sırasında koşan insan figürü, objektifin görüş alanının bir ucundan diğer ucuna doğru çok hafif olarak hareket etmiş olacaktır. Sonuç: yine kesinlikle tanınabilir bir koşucudur; ama bu kez görüntü biraz bulanıktır ki, bu da hareket ve canlılık hissi yaratır.
Her zaman, enstantane ile diyafram açıklığını birlikte dikkate almak zorundasınız. Aynı örneği kullanarak 1/500 sn de doğru poz için pozometreniz f4 verdiyse, 1/60 sn'de f11 kullanmanız gerekecektir. Bu durumda netlik derinliği önemli ölçüde artacak belki de, dikkati dağıtan bir arka plan da netleşecektir.
Pan yapma
Enstantaneyi yaratıcı bir şekilde kullanmanın başka bir yolu da "pan yapma", yani obtüratör açıkken fotoğraf makinesini hareket ettirmektir. Bunu yapmak için, 1/30 ya da 1/60 saniyelik bir enstantane seçin ve pozlandırma yaparken konuyu makinenize göre aynı konumda tutmaya çalışarak konunun hareketini makineyle izleyin. Hareket eden konu net görünecek; ama, bütün hareketsiz nesneler (arka plan gibi) bulanık olacaktır.
Hareketin dondurulması
Fotoğraf makinesiyle hareketin dondurulması için başvurulan iki yöntem vardır. Bunlardan biri, ani yoğun ışık veren flaş kullanımı; diğeri, hızlı bir enstantane kullanımıdır.
Hareket yönü: Hareketi dondurmak için gerekli enstante, konunuzun makinenize göre hareket yönüne de bağlıdıdr. Örneğin, makinenin tam üstüne doğru gelen ya da makineden uzaklaşan süratli bir otomobilin hareketi, objektifin görüş alanına paralel olarak yapılan bir hareket için gerekenden çok daha yavaş bir enstantaneyle dondurulabilir. Ayrıca, bir nesnenin hareketini yakalamak için, nesne fotoğraf makinesine ne kadar yakınsa, o kadar yüksek bir enstantaneye gerek vardır.
Manuel pozlandırmalar
Havai fişekler gibi konularda, enstantaneyi B'ye ayarlayarak makineyi bir üç ayak üstüne yerleştirin. Parmağınızı deklanşörden çekene kadar uzun bir poz süresince enstantane perdesi açık kalacaktır.
Makine titremesinin yaratıcılığı
Makine titremesi ilginç dokusal ve ışıksal etkiler yaparak fotoğrafınızı çekici kılar.
Objektifler
Objektiflerin f sayısıyla belirtilen diyafram ayarları (f durakları diye de bilinir) yalnızca pozlama süresini değil, netlik derinliğini de etkiler. Bir objektifin elle ya da otomatik olarak odaklandığı noktanın hem önünde ve hem arkasında oldukça keskin netliğe sahip bir bölge bulunur - bu bölgeye netlik derinliği denir.
Keskin netlik bölgesi bütün objektiflerde vardır; fakat, bu bölgenin derinliği objetifin türüne ve diyaframına bağlıdır. Örneğin, geniş açılı objektiflerin cömert bir netlik derinliği vardır (netlik alanı) ve objektif açısı genişledikçe netlik derinliği artar. En geniş açılarda objektifin netlik ayarını yapmak pratik olarak gereksizdir: çünkü, geniş netlik derinliği çerçeve içindeki her şeyin net olmasını sağlar. Öte yandan, tele objektiflerin alan derinliği oldukça dardır. Bu objektifleri (ve teleobjektif zoomları) kullanırken, netlemeye çok dikkat etmemiz gerekir; çünkü bunlar çok fazla hata kaldırmaz.
Diyafram ve netlik derinliği
Diyafram açılığı, bütün farklı tip objektiflerde karakteristik netlik derinliğini etkiler. Diyafram açıldıkça (f sayıları küçüldükçe) netlik derinliği azalır.
Yaratıcı kontrol
Fotoğraf çekerken, diyafram seçimi (ve dolayısıyla netlik derinliği seçimi) size vurgulayacağınız yeri seçme şansı verir. Pozlandırma açısından diyafram açıklığı ve enstantanenin birbiriyle bağlantısını görmüştük. Konunuzun omuz ve baş çekimi olduğunu dikkati dağıtan bir arka planın önünde durduğunu düşünelim. Netleme ayarının tam olarak konunuzun gözüne göre yapar ve geniş bir diyafram kullanırsanız (belki f 2.8), arka planı hafifletip, dikkati dağıtmasını önleyebilirsiniz. Pozlandırmayı dengelemek için hızlı bir enstantane gerektiğini göreceksiniz.
Işık ve filmin dikkate alınması
Diyafram açıklığı ve enstantaneyi seçebilme derecesi büyük ölçüde varolan ışık koşullarına ve kullandığınız filmin türüne bağlıdır. Örneğin, çok az ışıkta f8'in seçilmesi, doğru pozlandırma sağlamak için, olanaksız derecede yavaş bir enstantane gerektirecektir. Böylesine yavaş bir enstantanede, yavaş hareket eden bir figürün bile hareketini 'dondurmak' imkansızlaşacaktır.
Burada ek bir kontrol ölçünüz, filminizin hızı ya da ışığa duyarlılığıdır. Filmin hızının ikiye katlanması durumunda (diyelim ki ISO 200'den 400'e) aynı ışık koşullarında daha hızlı bir enstantane ya da daha kısık bir diyafram kullanarak yine doğru bir pozlandırma elde edebilirsiniz.
Programın yönlendirilmesi
Diyafram ve obtüratör ayarlarını gösterdiği sürece, öncelikli pozlandırma ayarı olan otomatik bir makinede programı kendi istediğinize göre yönlendirebilirsiniz. Diyafram-öncelikli pozlandırma programındayken objektifi f 5.6'ya ayarladığınızı ve fotoğraf makinesinin de doğru pozlandırma için 1 / 125sn. seçtiğini varsayın. Diyafram ve obtüratör arasındaki ters orantılı ilişkiden ötürü, gerçekte 1 / 500sn'lik bir enstane istiyorsanız diyaframı f 2.8'e ayarlamanız yeterli olacaktır.
Keskin netlik bölgesi bütün objektiflerde vardır; fakat, bu bölgenin derinliği objetifin türüne ve diyaframına bağlıdır. Örneğin, geniş açılı objektiflerin cömert bir netlik derinliği vardır (netlik alanı) ve objektif açısı genişledikçe netlik derinliği artar. En geniş açılarda objektifin netlik ayarını yapmak pratik olarak gereksizdir: çünkü, geniş netlik derinliği çerçeve içindeki her şeyin net olmasını sağlar. Öte yandan, tele objektiflerin alan derinliği oldukça dardır. Bu objektifleri (ve teleobjektif zoomları) kullanırken, netlemeye çok dikkat etmemiz gerekir; çünkü bunlar çok fazla hata kaldırmaz.
Diyafram ve netlik derinliği
Diyafram açılığı, bütün farklı tip objektiflerde karakteristik netlik derinliğini etkiler. Diyafram açıldıkça (f sayıları küçüldükçe) netlik derinliği azalır.
Yaratıcı kontrol
Fotoğraf çekerken, diyafram seçimi (ve dolayısıyla netlik derinliği seçimi) size vurgulayacağınız yeri seçme şansı verir. Pozlandırma açısından diyafram açıklığı ve enstantanenin birbiriyle bağlantısını görmüştük. Konunuzun omuz ve baş çekimi olduğunu dikkati dağıtan bir arka planın önünde durduğunu düşünelim. Netleme ayarının tam olarak konunuzun gözüne göre yapar ve geniş bir diyafram kullanırsanız (belki f 2.8), arka planı hafifletip, dikkati dağıtmasını önleyebilirsiniz. Pozlandırmayı dengelemek için hızlı bir enstantane gerektiğini göreceksiniz.
Işık ve filmin dikkate alınması
Diyafram açıklığı ve enstantaneyi seçebilme derecesi büyük ölçüde varolan ışık koşullarına ve kullandığınız filmin türüne bağlıdır. Örneğin, çok az ışıkta f8'in seçilmesi, doğru pozlandırma sağlamak için, olanaksız derecede yavaş bir enstantane gerektirecektir. Böylesine yavaş bir enstantanede, yavaş hareket eden bir figürün bile hareketini 'dondurmak' imkansızlaşacaktır.
Burada ek bir kontrol ölçünüz, filminizin hızı ya da ışığa duyarlılığıdır. Filmin hızının ikiye katlanması durumunda (diyelim ki ISO 200'den 400'e) aynı ışık koşullarında daha hızlı bir enstantane ya da daha kısık bir diyafram kullanarak yine doğru bir pozlandırma elde edebilirsiniz.
Programın yönlendirilmesi
Diyafram ve obtüratör ayarlarını gösterdiği sürece, öncelikli pozlandırma ayarı olan otomatik bir makinede programı kendi istediğinize göre yönlendirebilirsiniz. Diyafram-öncelikli pozlandırma programındayken objektifi f 5.6'ya ayarladığınızı ve fotoğraf makinesinin de doğru pozlandırma için 1 / 125sn. seçtiğini varsayın. Diyafram ve obtüratör arasındaki ters orantılı ilişkiden ötürü, gerçekte 1 / 500sn'lik bir enstane istiyorsanız diyaframı f 2.8'e ayarlamanız yeterli olacaktır.
Fotoğraf makinesi nasıl çalışır
Her fotoğraf makinesi çeşitli ayar ve düzenekleri ve elektronik devreleri çıkarıldığı takdirde temel olarak ışık geçirmez bir kutudur. Bir fotoğraf makinesinin ön kısımında, resmi çekilen konudan yansıyan ışığın içeri girmesine olanak sağlayan ve genellikle açıklığı değişebilir bir diyaframı olan objektif; arkasında ise, görüntünün kalıcı bir kaydını yapabilen, ışığa duyarlı bir film vardır.
En basitinden en gelişmişine dek bütün fotoğraf makinelerinin dört temel ortak parçası vardır: objektif, diyafram, obtüratör ve vizör.
Konudan (süjeden) gelen ışık önce objektifte toplanır ve odaklanır. Sonra, diyaframdan, yani objektifin içindeki bir diskin ortasından geçerek obtüratöre ulaşır. Fotoğraf makinelerinin çoğunda obtüratör filmin tam önüne yerleştirilmiştir. Obtüratör fotoğraf çekerken belli bir süre açık kalarak objektiften gelen ışığın film üzerine düşmesini sağlar. Vizör makineyi konuya odaklamaya yönelik bir düzenektir.
"Doğru pozlandırma"
Pozlandırmayı üç etken belirler: filmin ışığı olan duyarlılığı ya da "hızı" (Uluslararası Standartlar Organizasyonu [ISO] tarafından verilen sayılarla belirlenir) objektif diyaframının açıklığı (f sayısı ile ayarlıdır); ve obtüratörün açık kalma süresi ya da "enstantane" (saniyenin kesirleri olarak ölçülür: 1/1000 sn vb.). Doğru pozlandırmanın elde edilmesi, özellikler fotoğrafçılığa yeni başlayanlar için oldukça zordur. Bu konuda, zaman zaman deneyimli profesyoneller bile hata yapabilir. Öte yandan günümüzün yarı ya da tam otomatik pozlandırma programlı fotoğraf makineleri diyafram ve enstantaneyi otomatik olarak ayarlar ve genellikle iyi verirler. Buna karşın belirli bir konuyu çekerken etkin bir görüntü elde edebilmek için tek bir enstantane ve diyafram açıklığı birleşimine bağlı kalmak gerekmez. Bu yüzden fotoğraf makinesi seçerken, pozlandırması elle (manuel olarak) ayaralanabilen, hiç değilse bir diyafram ya da enstantane öncelikli pozlandırma programı olan bir makine tercih edilmelidir.
Gerekli ışığın film düzlemi üzerine düşürülmesi işlemidir. Doğru poz değerini sizin hesaplamanız gerekir. Çünkü çekeceğiniz fotografın duygusunu hangi poz değerlerinin daha iyi vereceğini sizden daha iyi kimse bilemez. Çektiğiniz fotografın en önemli bölümü görülmesini istediğinizden daha açık görünüyorsa fazla pozlandırdınız daha koyu görünüyorsa az pozlandırdınız demektir.
f
2
2.8
4
5.6
8
11
16
22
enstantane
1/1000
1/500
1/250
1/125
1/60
1/30
1/15
1/8
Yukarıdaki tablodaki f ve enstantane değerlerinden eşit miktarda ışık geçer. Yani f:5.6 1/125 değerlerinde geçen ışık miktarı f:8 1/60, f:11 1/30 veya f:16 1/15 değerlerinde geçen ışık miktarları aynıdır.
Pozlandırmada önemli olan hangi değerleri seçeceğimiz. Yukarıdaki tabloda düşük enstantane ve f değerlerini (f:22 1/18) seçersek. Bize alan derinliği fazla olan bir görüntü sunacaktır. Ama 1/8 lik poz süresi makinayı oynatmadan tutmamız gerektiğini söyleyecektir. Bu durumda elle yapılacak çekimlerde görüntünün bozulmasına neden olacaktır. Yine yukarıdaki tabloda f:2 1/1000 değerlerinde yapacağımız çekimde diyafram açıklığı en büyük değerde olmasına karşın 1/1000 lik poz süresi film düzlemine düşecek ışık miktarının yeterli olmadığı durumu yaratacak bu da konumuzun görüntüsünün fotografta belli belirsiz çıkmasına neden olacaktır. Çekeceğimiz konu ne kadar hareketli ise o derece yüksek enstantane değerleri kullanarak hareketi dondurabiliriz.
Bazı fotoğraf makinelerinin kademesiz enstantane ayarları verdır; yani, belirtilen sayıların arasında da enstantane ayarı yapmak mümkündür.
En basitinden en gelişmişine dek bütün fotoğraf makinelerinin dört temel ortak parçası vardır: objektif, diyafram, obtüratör ve vizör.
Konudan (süjeden) gelen ışık önce objektifte toplanır ve odaklanır. Sonra, diyaframdan, yani objektifin içindeki bir diskin ortasından geçerek obtüratöre ulaşır. Fotoğraf makinelerinin çoğunda obtüratör filmin tam önüne yerleştirilmiştir. Obtüratör fotoğraf çekerken belli bir süre açık kalarak objektiften gelen ışığın film üzerine düşmesini sağlar. Vizör makineyi konuya odaklamaya yönelik bir düzenektir.
"Doğru pozlandırma"
Pozlandırmayı üç etken belirler: filmin ışığı olan duyarlılığı ya da "hızı" (Uluslararası Standartlar Organizasyonu [ISO] tarafından verilen sayılarla belirlenir) objektif diyaframının açıklığı (f sayısı ile ayarlıdır); ve obtüratörün açık kalma süresi ya da "enstantane" (saniyenin kesirleri olarak ölçülür: 1/1000 sn vb.). Doğru pozlandırmanın elde edilmesi, özellikler fotoğrafçılığa yeni başlayanlar için oldukça zordur. Bu konuda, zaman zaman deneyimli profesyoneller bile hata yapabilir. Öte yandan günümüzün yarı ya da tam otomatik pozlandırma programlı fotoğraf makineleri diyafram ve enstantaneyi otomatik olarak ayarlar ve genellikle iyi verirler. Buna karşın belirli bir konuyu çekerken etkin bir görüntü elde edebilmek için tek bir enstantane ve diyafram açıklığı birleşimine bağlı kalmak gerekmez. Bu yüzden fotoğraf makinesi seçerken, pozlandırması elle (manuel olarak) ayaralanabilen, hiç değilse bir diyafram ya da enstantane öncelikli pozlandırma programı olan bir makine tercih edilmelidir.
Gerekli ışığın film düzlemi üzerine düşürülmesi işlemidir. Doğru poz değerini sizin hesaplamanız gerekir. Çünkü çekeceğiniz fotografın duygusunu hangi poz değerlerinin daha iyi vereceğini sizden daha iyi kimse bilemez. Çektiğiniz fotografın en önemli bölümü görülmesini istediğinizden daha açık görünüyorsa fazla pozlandırdınız daha koyu görünüyorsa az pozlandırdınız demektir.
f
2
2.8
4
5.6
8
11
16
22
enstantane
1/1000
1/500
1/250
1/125
1/60
1/30
1/15
1/8
Yukarıdaki tablodaki f ve enstantane değerlerinden eşit miktarda ışık geçer. Yani f:5.6 1/125 değerlerinde geçen ışık miktarı f:8 1/60, f:11 1/30 veya f:16 1/15 değerlerinde geçen ışık miktarları aynıdır.
Pozlandırmada önemli olan hangi değerleri seçeceğimiz. Yukarıdaki tabloda düşük enstantane ve f değerlerini (f:22 1/18) seçersek. Bize alan derinliği fazla olan bir görüntü sunacaktır. Ama 1/8 lik poz süresi makinayı oynatmadan tutmamız gerektiğini söyleyecektir. Bu durumda elle yapılacak çekimlerde görüntünün bozulmasına neden olacaktır. Yine yukarıdaki tabloda f:2 1/1000 değerlerinde yapacağımız çekimde diyafram açıklığı en büyük değerde olmasına karşın 1/1000 lik poz süresi film düzlemine düşecek ışık miktarının yeterli olmadığı durumu yaratacak bu da konumuzun görüntüsünün fotografta belli belirsiz çıkmasına neden olacaktır. Çekeceğimiz konu ne kadar hareketli ise o derece yüksek enstantane değerleri kullanarak hareketi dondurabiliriz.
Bazı fotoğraf makinelerinin kademesiz enstantane ayarları verdır; yani, belirtilen sayıların arasında da enstantane ayarı yapmak mümkündür.
ÇİÇEK FOTOGRAFI NASIL ÇEKİLİR ?
Yaratıcı bir biçimde kullanmak için ışığın yönünü, şiddetini ve niteliğini inceleyin.
Aydınlık noktalardaki yansımaları ortadan kaldırmak için polarizasyon filtresi kullanın ve daha keskin renkler elde edin.
Makro çekim yapıyorsanız alan derinliğiniz çok az olacaktır. Bunun için çiçeğin en önemli kısmına netleme yapın.
Yine makro çekim yaparken alan derinliğini en uzun mesafeye çıkarmak için daha küçük diyafram açıklığı kullanın.
Arka planı sade tutmaya çalışın ve olabildiğince flulaştırın. Konuyu tek bir renk önünde tek başına bırakmaya çalışın. Bunu yapmak için çiçeğin arkasında siyah veya başka bir renkte karton tutabilirsiniz. Arka planda gözü rahatsız edecek parlak lekeler oluşmamasına dikkat edin.
Nesneye bakış yönünüzü değiştirin. Bir bahçenin genel görüntüsünü çekerken duvarın üzerine yada balkona çıkabilirsiniz. Arazide kırları kaplayan çiçekleri çekmek için yere yakın çalışabilirsiniz. Eğer zeminde kağıt parçası, kuru yaprak, kırık çöp parçası gibi nesneler varsa görüntünün ve çevrenin doğal halini bozmadan bunları çiçeğin etrafından temizleyin.
Basit şeyler her zaman iyidir. Çiçeği kadrajın içine yerleştirin ancak yapraklar kadrajdan taşacak şekilde görüntüyü çerçevenin içine fazla sıkıştırmayın. Özellikle makro çekimlerinde çok hafif bir rüzgar bile çiçeğin görüntüsünü flulaştıracağı için çekim yaparken rüzgarı kesecek bir düzenek kullanın. Bir karton parçası bu işi rahatlıkla görür. Alan derinliğinizi koruyarak mümkün olduğunca hızlı enstantane kullanın.
Poz ölçümünü çiçeğe 15 cm mesafeden yapın ve poz değerlerini sabitleyin (kilitleyin). Daha sonra tesbit ettiğiniz poz değerininin negatif film kullanıyorsanız bir stop üzerinde ve bir stop altında pozlayarak; dia kullanıyorsanız yarım stop üzerinde ve altında pozlayarak basamaklama (bracketing) yapın.ONÜÇ ADIMDA SİYAH/BEYAZ FİLM BANYOSU
Siyah � beyaz film ile çalışmanın en büyük avantajı banyosunun renkli negatif ve dia pozitif film banyosuna nazaran kolaylıkla uygulanabilmesidir.Geliştirme zamanına müdahale edebilir, yada kimyasallarda oynayarak efektler elde edebilirsiniz. Temel olarak siyah � beyaz film banyosu için gerekli malzemeler şunlardır :
Gün ışığı tankı ( orthochromatic filmle çalışmıyorsanız olmazsa olmazlardan)
Spiral (metal � plastik)
Termometre
Geniş bir kap
Mezür ( 1 litrelik edinirseniz her zaman lazım oluyor )
Karanlık oda saati yada saniyeli herhangi bir saat
ve tabi ki kimyasallar ; developer (geliştirici) ,Stopper (durdurucu), Fixer(sabitleyici)
Karanlık bir odayı söylememe gerek var mı ? ( topu topu en fazla beş dakika kalacaksınız. )
Adım 1 : Karanlık odada filmin dışındaki kaseti bir pense yada benzeri bir aletle açın.Filmi çizmemeye ve parmağınızı kesmemeye dikkat edin.
Adım 2 :
Gün ışığı tankı (daylight tank) nın metal yada plastik spirallerine filmi yükleyin.Yeni başlayanlar için plastik olanları daha pratiktir.Mekanizmaları sayesinde oynattıkça film kendi hareket eder.Bu işlemleri karanlıkta el yordamı ile yapacağınız için malzemeleri önceden nereye koyduğunuza dikkat edin.Bunları yaptıktan sonra tankın kapağını dikkatlice kapatın.
Adım 3 :
Evet... Artık ışığa çıkabiliriz...Bu tankın özelliği bize ışıklı ortamlarda çalışabilme kolaylığı sağlamasıdır.Üçüncü adım kolay derin derin nefes alın , esneyin , gerinin karanlıkta insanın uykusu geliyor...Uykunuz açıldıysa kimyasallarınızın derecelerini kontrol edin. ( Üretici firmaların tavsiye ettiği sıcaklık 20oC fakat istediğiniz etkiye göre oynamalar yapabilirsiniz )
Adım 4 :
Aslında bu adım tercihe bağlı... Şu durumlarda sıklıkla tercih edilir... Eğer geliştirme süresi 5 dakikaya doğru indiyse ( 5 dakikanın altı çok istenmez ) filmi öncelikle bir ön yıkamadan geçiririz. Böylece emülsiyonu hidrate olur ve kimyasallar daha çabuk etki eder.
Adım 5 :
Derecesinden emin olduğumuz ve mezürde miktarını ölçtüğümüz geliştiriciyi tankımıza dökelim ve süreyi başlatalım. Film ve banyo üreticileri bu süreleri bize ürün kutuları üzerinde verirler. Her 50 saniyeden sonra 10 saniye tankı fazla hızlı olmadan ters çevirip düzeltelim. ( sekiz çizin ) .Bu işleme ajitasyon denir. Böylece eğer film üzerinde kalması muhtemel hava kabarcıklarını uzaklaştırırız.
Adım 6 :
Şu anda gizli görüntümüz filmin üzerinde oluştu. Süresi dolduğunda tankı hemen boşaltıp Su ile beş dakika kadar muamele ediyoruz. Developerın etkisi su ile bitti kabul edilir..
Adım 7 :
Geliştirme işleminden sonra durdurma işlemi yapılır.Bunun için glasiyel asetik asit yada sitrik asit kullanılır. ( Hiç biri yoksa sirke de kullanabilirsiniz. ) İki dakika asit ile banyo yaptırdıktan sonra tekrar su ile muamele ediniz.
Adım 8 :
Artık görüntümüzü saptama zamanı geldi...Işıktan etkilenmemiş gümüş tuzlarını filmimizden attığımız bu işlemin adı sabitleyici banyo yada fixer .Eğer hazır üretilmiş bir fixer kullanıyorsanız firmanın belirttiği, kendiniz hazırlıyorsanız süresini test ederek hesapladığınız sürede fixer ile işlem yapınız.Bunun sonunda tekrar su ile muamele edip hypoyu yani fixerı uzaklaştırmak gerekmekte.,
Adım 9 :
Akar su altında yaklaşık 5-10 dakika muamele edip son suya fotoflu dediğimiz yüzey aktif madde ilave ediyoruz.( katkısız bulaşık deterjanı da bu işi oldukça iyi görüyor )Bunu yapmamızın sebebi yüzey gerilimini değiştirerek filmimizin üzerindeki su damlalarını daha kolay uzaklaştırmak. Böylece beyaz damla izlerinden kurtulabiliyoruz....
Adım 10 :
Son bir kez daha yıkadıktan sonra artık final zamanı... Heyecanımızı eğer çevrede birileri varsa belli etmeden sanki sonuçtan emin bir tavırda tankın kapağını dikkatlice açıyoruz...
Adım 11 :
Şimdi çok hızlı bir biçimde bir kere temiz olduğuna inandığımız iki parmağımızla filmin suyunu sıyırıyoruz.Bu iş için aletlerde var ama olsun...Filmimizi bir mandalla toz almayacak biçimde bir yere tutturuyoruz ve alt kısmına da daha ağır bir mandal takıyoruz.
Adım 12 :
Bu adım en zevklisi...Çay yada kahvemizi alıp bir koltuğa oturuyoruz ve çevremizdekilere size hizmet etmelerini söylüyoruz...O kadar süre beli ağrıyor insanın...
Adım 13 :
Çevremizdekilerin bize ilgisi bitince maalesef bu adıma geçmek gerekiyor... Sağı solu su içerisinde bıraktığınız banyoyu ve tankınızı temizleyip kurutma işlemi.... Yaklaşık 12 saat filmimize dokunmamaya çalışıp sonrasında muhafaza için belirli aralıklarda kesip özel zarflarına yada poşetlerine koyuyoruz...Tebrikler ; işte oldu...
Yardımcı AraçLar
FİLTRELER

Film düzlemine düşürülecek ışığın niteliğini kontrol etmek amacıyla objektifin önüne takılan cam, plastik veya jelatinden yapılmış nesnelerdir. UV-Ultraviyole (Morötesi) Filtre Mor ötesi (ultra-viyole) ışınların fazla olduğu yerlerde özellikle yüksek dağlarda, deniz veya plajlarda, kar çekimlerinde; Gözle görülmeyen morötesi ışınların fotografın keskinliği ve berraklığı üzerine yaptığı etkiyi azaltmak ve objektifin ön camını çarpmalara ve tozlanmalara karşı korumak üzere kullanılan renksiz ve saydam filtrelerdir. Fotografa çok hafif pembelik verir. Pozlamaya hiçbir etkisi yoktur.. A1-Skylight (Gökışığı) Filtre Doğrudan gelen parlak gün ışığıyla çekilen fotograflarda mavi renk fazlalığını gidermek ve fotografa daha kontrast bir görüntü vermek için kullanılırlar. Pozlamaya hiçbir etkisi yoktur. Polarize Filtre Doğrudan gelen ışık kaynaklarının nesneler üzerinden yansıyan ışık kaynağına polarize ışık denir. Bu polarize ışığın yarattığı yansımaları azaltmak ve fotograftaki kontrastı artırmak için kullanılan filtrelerdir. Polarize filtrelerin oluşturduğu düzlemde; Yansıyan ışınlar kırılarak yaratığı etki azaltırılır veya yok edilir. Polarize filtre kullanarak çekilmiş mavi gökyüzü üzerindeki bulutlar gözle gördüğümüzden daha belirgin çıkarlar. Polarize filtreler ikiye tipdir. Doğrusal (linear) Polarize Filtrelerde ışık tek düzlemden geçer. Dairesel (Circular) polarize filtrelerde ışık iki düzlemden geçererk işlevini tamamlar. Işık ölçümü objektifin içinden yapan fotograf makinalarında Dairesel(circular) polarize filtreleri kullanılır. ND-Nötr Yoğunluk Filresi Bu filtreler film düzlemine düşen ışığın renk dengesini bozmadan sadece ışık şiddetini azaltmak için kullanılır. Nötr yoğunluk filtreleri renklerin dalga boylarına hiçbir etkisi yoktur. Kullanılan Nötr yoğunluk filtre faktörüne göre diyafram ayarını aşağıdaki tablodan bakarak kolaylıkla yapabilirsiniz. RENK DÜZELTİCİ FİLTRELER Kullanılan film ile çekim mekanındaki ışığın renk ısısının uyuşmadığı durumlarda kullanılır. Bu filtreler renk ısısını Gün ışığı ısı değerlerine getirmek için kullanılan filtrelerdir. 80 B Tungsten ışık (3200 Kelvin)'de Gün ışığı filmleri ile çekilen fotograf kırmızıya kaçar. Bu kırmızılığın yoğunluğunu azaltmak için kullanılırlar. 80 B filtreler renk ısısını yaklaşık olarak 2100 Kelvin artırarak gün ışığı ısısı seviyesine getirerek film düzlemi üzerine düşmesini sağlar. Filtre rengi mavi olup filtre faktörü 2.4x'dir. 85 A 80 B filtresinin tam tersine çalışır. Gün ışığı(5500 Kelvin)'de Tungsten tipi filmlerle çekilen fotograflar maviye kaçar. Bu maviliğin yoğunluğunu azaltmak için kullanılırlar. 85 A filtreler renk ısısını 2100 Kelvin azaltarak film düzlemi üzerine düşmesine izin verirler. Filtre rengi Turuncu olup filtre faktörü 2x'dir 85 B 85 A'nın biraz daha kuvvetlisi olup aynı amaç için kullanılırlar. Renk ısısını 2300 Kelvin azaltırlar. Filtre rengi Turuncu olup filtre faktörü 2.4x'dir. 81 B Yüksek renk ısında çekilen fotografların aşırı maviye kaçmasını önlemek için kullanılır. Renk ısısını 300 Kelvin azaltır. Filtre rengi amber olup filtre faktörü 1.4x'dir FL-D Florasan lambaları ile aydınlanmış mekanlarda gün ışığı filmler kullanılarak yapılan çekimlerde fotografta oluşacak aşırı mavi-yeşil tonun etkisini azaltır. FL-B Tungsten filmlerle florasan ışığında yapılan çekimlerde fotografta aşırıya kaöan mavi-yeşil tonların etkisini azaltır. FL-W Florasan ışığında gün ışığı filmleri ile yapılan çekimlerde fotografta aşıraya kaçan yeşil-kahverengi tonların etkisini azaltır. Close-Up filtreler Normal objektiflere takılarak konuya daha çok yaklaşarak yakın plan konuların çekilmesini sağlar. Makro objektifi olmayanların kullanabileceği filtreler olup macro objektiflerden daha ucuz olup kullanımı macro objektifler kadar kolay değildir. 2x, 4x, 8x gibi büyütme faktörleri vardır.
FİLTRELER
Film düzlemine düşürülecek ışığın niteliğini kontrol etmek amacıyla objektifin önüne takılan cam, plastik veya jelatinden yapılmış nesnelerdir. UV-Ultraviyole (Morötesi) Filtre Mor ötesi (ultra-viyole) ışınların fazla olduğu yerlerde özellikle yüksek dağlarda, deniz veya plajlarda, kar çekimlerinde; Gözle görülmeyen morötesi ışınların fotografın keskinliği ve berraklığı üzerine yaptığı etkiyi azaltmak ve objektifin ön camını çarpmalara ve tozlanmalara karşı korumak üzere kullanılan renksiz ve saydam filtrelerdir. Fotografa çok hafif pembelik verir. Pozlamaya hiçbir etkisi yoktur.. A1-Skylight (Gökışığı) Filtre Doğrudan gelen parlak gün ışığıyla çekilen fotograflarda mavi renk fazlalığını gidermek ve fotografa daha kontrast bir görüntü vermek için kullanılırlar. Pozlamaya hiçbir etkisi yoktur. Polarize Filtre Doğrudan gelen ışık kaynaklarının nesneler üzerinden yansıyan ışık kaynağına polarize ışık denir. Bu polarize ışığın yarattığı yansımaları azaltmak ve fotograftaki kontrastı artırmak için kullanılan filtrelerdir. Polarize filtrelerin oluşturduğu düzlemde; Yansıyan ışınlar kırılarak yaratığı etki azaltırılır veya yok edilir. Polarize filtre kullanarak çekilmiş mavi gökyüzü üzerindeki bulutlar gözle gördüğümüzden daha belirgin çıkarlar. Polarize filtreler ikiye tipdir. Doğrusal (linear) Polarize Filtrelerde ışık tek düzlemden geçer. Dairesel (Circular) polarize filtrelerde ışık iki düzlemden geçererk işlevini tamamlar. Işık ölçümü objektifin içinden yapan fotograf makinalarında Dairesel(circular) polarize filtreleri kullanılır. ND-Nötr Yoğunluk Filresi Bu filtreler film düzlemine düşen ışığın renk dengesini bozmadan sadece ışık şiddetini azaltmak için kullanılır. Nötr yoğunluk filtreleri renklerin dalga boylarına hiçbir etkisi yoktur. Kullanılan Nötr yoğunluk filtre faktörüne göre diyafram ayarını aşağıdaki tablodan bakarak kolaylıkla yapabilirsiniz. RENK DÜZELTİCİ FİLTRELER Kullanılan film ile çekim mekanındaki ışığın renk ısısının uyuşmadığı durumlarda kullanılır. Bu filtreler renk ısısını Gün ışığı ısı değerlerine getirmek için kullanılan filtrelerdir. 80 B Tungsten ışık (3200 Kelvin)'de Gün ışığı filmleri ile çekilen fotograf kırmızıya kaçar. Bu kırmızılığın yoğunluğunu azaltmak için kullanılırlar. 80 B filtreler renk ısısını yaklaşık olarak 2100 Kelvin artırarak gün ışığı ısısı seviyesine getirerek film düzlemi üzerine düşmesini sağlar. Filtre rengi mavi olup filtre faktörü 2.4x'dir. 85 A 80 B filtresinin tam tersine çalışır. Gün ışığı(5500 Kelvin)'de Tungsten tipi filmlerle çekilen fotograflar maviye kaçar. Bu maviliğin yoğunluğunu azaltmak için kullanılırlar. 85 A filtreler renk ısısını 2100 Kelvin azaltarak film düzlemi üzerine düşmesine izin verirler. Filtre rengi Turuncu olup filtre faktörü 2x'dir 85 B 85 A'nın biraz daha kuvvetlisi olup aynı amaç için kullanılırlar. Renk ısısını 2300 Kelvin azaltırlar. Filtre rengi Turuncu olup filtre faktörü 2.4x'dir. 81 B Yüksek renk ısında çekilen fotografların aşırı maviye kaçmasını önlemek için kullanılır. Renk ısısını 300 Kelvin azaltır. Filtre rengi amber olup filtre faktörü 1.4x'dir FL-D Florasan lambaları ile aydınlanmış mekanlarda gün ışığı filmler kullanılarak yapılan çekimlerde fotografta oluşacak aşırı mavi-yeşil tonun etkisini azaltır. FL-B Tungsten filmlerle florasan ışığında yapılan çekimlerde fotografta aşırıya kaöan mavi-yeşil tonların etkisini azaltır. FL-W Florasan ışığında gün ışığı filmleri ile yapılan çekimlerde fotografta aşıraya kaçan yeşil-kahverengi tonların etkisini azaltır. Close-Up filtreler Normal objektiflere takılarak konuya daha çok yaklaşarak yakın plan konuların çekilmesini sağlar. Makro objektifi olmayanların kullanabileceği filtreler olup macro objektiflerden daha ucuz olup kullanımı macro objektifler kadar kolay değildir. 2x, 4x, 8x gibi büyütme faktörleri vardır.
Renkli Filtrelerin Emdiği ve Etkisini artırdığı Renkler
Filtre Emilen Renkler Etkisini Artırdığı Renkler Kırmızı Mavi - Yeşil Kırmızı Mavi Kırmızı - Yeşil Mavi Yeşil Mavi - Kırmızı Yeşil Sarı Mavi - Yeşil Sarı - Kırmızı Turuncu Mavi - Yeşil Kırmızı - Yeşil - Sarı
Filtre faktörlerine göre diyafram değerlerinin ayarlanması Filtrelerin film düzlemine düşürülecek ışığın niteliğin kontrol etmek için kullanıldığını söylemiştik. Bu kontrolü yaparken normal poz değerleriyle düşürülecek ışık şiddetinin ne kadar etkilediğini filtre faktörü belirler. Aşağıdaki tablo objektife takılacak filtrelerin faktörlerine göre f değerinin ne kadar daha artırılması gerektiğini gösterir. Filtre faktörü 1.5 2 2.5 3 3.5 4 5 6 8 10 f-stop 0.50 1.00 1.25 1.50 1.75 2 2.25 2.50 3 3.25
Etiketler:
çiçek,
çiçek fotoğrafı nasıl çekilir,
fotoğrafçılık
İKİNCİ EL FOTOGRAF MAKİNASI ALIRKEN
Pratik bilgiler bölümündeki Hangi Fotograf Makinası sayfasına göz atmanızda yarar var. İkinci El Alırken;
Öncelikle göz kontrolü yapıldıktan sonra el alınmalı. Makinanın el tutulan yerleri kontrol edilerek ikinci el makinanın ne kadar eski olduğunu anlamalıyız.
Makinanın yere düşmüş veya bir yerlere çarpması sonucunda makina gövdesinde veya objektifinde eziklerin veya küçük boya dökülmelerinin olup olmadığını kontrol edin.
Makinayı elinize aldıktan sonra objektifi bir nesneye doğrultup netlik ayarını yaptıktan sonra deklanşöre basarak normal bir çekim yapın. Netleme, film sarma işlemi ve çekim sırasında çıkardığı sesleri dinleyin. Ters giden veya kafanıza takılan soruyu satıcıya sorun.
Objektifi makinadan çıkarın. Çıkarırken veya takarken vida dişlilerinin kayıp kaymadığını kolayca çıkıp takıldığını kontrol edin. Makinanın içine doğru bakarken koklayın rutubet olabilir bu makinanın suya düştüğü veya içine su kaçırıldığı anlamına gelir. İçine bakarken aynanın üzerinde veya çevresinde herhangi bir çizik veya defarmasyon olup olmadığını kontrol edin. Bu pozisyonda deklanşöre basıp aynanın normal bir şekilde inip kalktığını ve çıkardığı sesi dinleyin. Ayna üzerindeki çizikler sadece konuyu görmenizi engeller film düzlemi üzerine hiç bir etki yaratmaz.
Objektifin diyafam değerlerinin ve alan derinliği bilgilerini veren rakamların silinmediğini kontrol edein. Biraz önce gövde için yaptığımız kontrolleri objektifler içinde yapın.
Objektifi çok az sallayarak içinden ses gelip gelmediğini kontrol edin.
Objektifin ön ve arka camlarının kesinlikle en ufak bir çizik olmadığından emin olun. Çünkü buralardaki çizikler çektiğiniz her fotografta karşınıza çıkacaktır.
Netlerken veya zoom yaparkençıkardığı sesleri kontrol edin.
Makinanın arka kapağını açılıp kapatırken kapak kilidinin çalışıp çalışmadığını kontrol edin. Perde yatağını kontrol edin. Deklanşöre bir kaç kere basarak herşeyin normal çalıştığını perdelerin normal olarak gidip geldiğini gözleyin. Enstantane değerlerini değiştirerek perde hızlarının doğru çalışıp çalışmadığını kontrol edin. Bunu anlamak için makinanın en düşük ve en yüksek enstantane değerlerini şeçerek deneyin. Her bir stop değerinin bir öncesinin veya sonrasının iki katı süre olduğunu hatırlayın.
Makina pil yuvalarınını oksitlenip oksitlenmediğini kontrol edin. Bu gibi durumları engellemek için alkali pillerin kullanılması gerektiğini unutmayın.
Makinanın arka kapağını kapatıp objektifi taktıktan sonra pozometresini kontrol edin. Anlamak için önce aydınlık yerden bir değer alın sonra daha az ışık olan bir daha ölçüm değeri alarak pozometrenin verdiği ölçüm değerlerinin değiştiğini görün. Tabi makinanın enstantane öncelikli ölçümde enstantane değerinin değişmediğini veya diyafram öncelikli ölçümde diyafram değerinin değişmediğini unutmayın. Yaptığınız ölçümlerin doğruluğunu ışık bilginizle test edin.
Flaş takınan yerin yine oksitlenip oksitlenmediğini kontrol ettikten sonra satıcıdan isteyeceğiniz bir flaşla bir çekim yapın. Makinanın flaşı ateşleyip ateşlemediğini kontrol edin.
Makinanın poz kilidi var ise bunu test edin. Bir yerden ölçüm alarak poz değerini kilitleyin. Sonra makinayı başka bir ışık kaynağına çevirerek poz değerinin değişmediğini kontrol edin.
Makinanın netleme kilit mekanizması var ise test edin. Bir konuyu netleyin ve kilitleyin. Objektifi netlediğiniz konunun biraz sağına veya soluna çevirerek netliğin önceki konuda olduğunu ve değişmediğini kontrol edin.
Kesinlikle satış sonrası garantinin nasıl işleyeceğini sorun ve kandırılmadığınızdan emin olduktan sonra makina için pazarlık yaparak almaya çalışın.
İkinci el makina almak için sirkeci deki Hayyam pasajını tercih edin. Buradaki dükkanlarda her zaman size uygun bir ikinci el fotograf makinası bulabilirsiniz.
Pratik BiLgiLer
Fotograf makinası boyuna asılı olarak göbek seviyesinde taşınmalıdır. Burada durması makinanın sağa sola çarpmasını engeldiği gibi çok kısa sürede çekim pozisyonu almayıda kolaylaştıracaktır. Ellerin boş olması doğa'da ihtiyacınız olan dengeyi sağlayacaktır. Çekim anında tabiki sehpa kullanılmalı. Şu anda sehpanın olmadığı anlardan bahsediyoruz
Çekim anında öncelikle sol el avuç içi yukarı bakacak ve öne doğru açılırarak makina denge noktası avuç içine tam oturtulmalıdır. Parmakları çok sıkmadan hafif bir şekilde kavramalı. Sağ elimizlede makinanın sağ tarafını kavradıktan sonra çekeceğimiz konuya doğru yönlenmeliyiz. Bakaç sağ gözümüze iyice yaklaştırılmalı ve iyi bir kompozisyon seçmeliyiz. Kompozisyon seçiminden önce en azından bir kolumuzu gövdemize yapıştırmalıyız. Böylece sallanma riskini enaza indirdikten sonra bir kontrolle beraber nefesimizi tutup deklanşöre basmalıyız.
Sehpa kullanmadan elde yapılan çekimlerde en düşük perde hızı hesabını unutmayın. Örnek verecek olursak 50mm odak uzaklığı olan objektif için en düşük perde hızı odak uzaklığının 1'e bölümünden elde edilecek enstantane değeri 1/50 olacaktır. En düşük perde hızı 1/50 değeri olmadığı için buna en yakın ve büyük değer olan 1/60 ve üzeri olmalıdır. 100mm odak uzaklığı olan objektif için 1/100'e yakın ve büyük perde hızı yani enstantane 1/125 olmalıdır.
Işığın yeterli olmadığı veya sehpamızın olmadığı durumlarda her zaman geçerli olmayacak çözümler arasında bir yere yaslanmak, oturarak veya makinayı sabit bir şeyin üstüne koyarak çekimi gerçekleştirebiliriz. Bunların yanında hızlı filmler kullanarak yüksek enstantane değerlerine de ulaşabiliriz. Bu durumu sonucunda grenlerin büyüklüğü bizi rahatsız edebilir.
HANGİ FOTOGRAF MAKİNASI ?
Eğer Aile bireylerini, tatil anılarınızı, özel günlerinizi görüntülemek için kullanacaksanız. En iyisi kolay film takılıp çıkarılabilen, kullanımı son derece kolay olan, vizörden bakıp konuyu kareye yerleştirdikten sonra sonra deklanşöre basarak çekimi tamamlayacağınız kompakt kameraları seçmelisiniz. Eğer Yukarıdakileri yaptınız ve size film banyosunu ve baskısını beklemek zor geliyorsa ve bunlarla ilgilenmek istemiyorsanız; çektiklerinizi hemen ama hemen görmek istiyorsanız. Kompakt kameralar kadar kullanımı basit olan anında görüntü veren fotograf makinalarını seçmelisiniz. Bu tür fotograf makinalarıda digital fotograf makinalari cıktıktan sonra eski cazibelerini kaybetmişlerdir. Sonucu yine hemen görmek istiyorsanız ve kompakt makinalarada yatırım yapmak istemiyorsanız bütçenize uygun bir digital-makinalardan birini seçmelisiniz. Eğer Eğer biraz önce saydıklarımızın yanında fotograf sanatına ilgi duyuyor ve kendinize de bir hedef belirlemişseniz insan veya hayvan portreleri, doğa fotografları, eski evler, sokaklar aklınıza gelebilecek ve ilgi duyduğunuz herhangi bir konuda fotograf çekmek istiyorsanız. Bütün çekim kontrollerinin kendinizde olmasını istiyorsanız. Bunları diğer insanlarla paylaşmak gibi bir planınız varsa. Sahip olmanız gereken 35mm SLR fotograf makinasıdır. Eğer Büyük boyutlarda baskı yapacaksanız biraz daha profesyonel bir makinaya yani 6x6 Roll filme kullanan SLR makinaya ihtiyacınız var demektir. Eğer Yine büyük boyutlarda profesyonel baskı yapacaksanız ve kalitede sizin için çok önemli ise ihtiyacınız olan Plan film kullanan makinalardır. Bu sayfalar tamamen amatör fotografcılar için hazırlanmış olup tavsiye edilen kendi bütçenize en uygun, sizi zorlamayan, diyafram, enstantane, netlik ayarlarını kontrol edebileceğiniz herhangi 35mm SLR makinadır.
Etiketler:
fotoğraf çekimi,
fotoğrafçılık,
pratik bilgiler,
püf noktaları
kompozisyon (3)
İlgi Merkezi Çektiğimiz fotografın ilk görevi bakan gözlerin fotograf içinde dolaşmadan veya çok kısa bir gezinti sonunda fotografın ilgi merkezine gitmesini sağlamaktır. İlgi merkezi yani fotografı çekmemizin gerektiren herşey olabilir. Fotografdaki ilgi merkezi fotograf karesi içinde herhangi bir yere yerleştirilebileceği söylenir. Yine de 1/3 kuralınıda unutmamak gerekir. İlgi merkezinin ortada olduğu durumlarda iyi sonuç veren konuların bina, heykel, gün doğumu veya batımındaki güneş ve dağ fotografları olduğu söylenir. Fotografa bakış yönü ve ilgi merkezinin doğru orantılı olduğu da söylenir. Yani soldan sağa doğru okuyor aynı zamanda yazan insanların fotografı da soldan sağa doğru okunduğu söylenir. Bu bakımdan ilgi merkezinin solda olması beklenir. Bu görüş sağdan sola doğru okuyanlar insanlar için de geçerli olacağından ikilem yarattığı için pek tutulmaz ama yinede aklınızda bulunsun. Genelde fotografa sol alt köşeden girildiği ve üst kısımlardan çıkıldığı görüşü hakimdir.
Tekrarlar Arka arkaya gelen benzer nesneler fotografta ritm duygusunu artırır. Bu yüzden ritmi bozan nesneleri fotograf karesinden çıkarmak gerekir.
Simetri Fotografa simetri özelliği katılacaksa; diğerinin aynı alan ikinci yarı, aynı şeyleri anlatmak yerine yeni şeyler anlatmalıdır
Boyutların Etkisi Yatay dikdörtgen boyutlar dengeli ve sakin bir duygu verirken, dikey konumda güç ifade ederler. Kare boyutlar derli toplu konulara daha uygundur.
kompozisyon devamı..(2)
Eğri çizgiler 'in eğrilikleri artıkça, dinamizm ve hareket duygusunuda beraberinde artırır. Eğri çizgilerin egemen oldukları herhangi bir alana bakan göz, yaşamın, sevginin ve kaynaşma duygularının etkisinde kalır. Bir çizgi ne kadar eğilip bükülürse tıpkı deniz dalgaları gibi canlılık duygusunu da o kadar artırır.
Kırık çizgiler : Karmaşa ve boşalma duygusu uyandırır.
Denge Birbirini tamamlayan şekil, renk ya da aydınlık veya karanlık alanların göze hoş gelecek şekilde ayarlanmasıdır. Denge simetrik veya asimetrik olabilir.
Persfektif ve Derinlik Fotograf da giderek bir birine yaklaşan çizgiler (doğrusal persfektif) yada giderek küçülen cisimler (hacimsel persfektif) fotografa üçüncü boyut katar. Fotograf karesindeki ön plandaki cisimlerin abartılı büyüklükleri ya da arka planın önünü kapamasıda fotografa derinlik verir. Kısa odak uzaklığına sahip objektifler fotograf içindeki nesneleri birbirinden uzaklaştırarak derinlik duygusunu pekiştirir. Uzun odaklı objektiflerde yakındaki ve uzaktaki nesneleri birbirine yakınlaştırarak fotograftaki derinliği azaltır. Fotografdaki derinliği etkileyen unsurlardan birisi de diyafram açıklığıdır. Kısık diyafram açıklığı alan derinliğini artıracağı için fotografdaki net alanlar daha fazla olacağından derinlik artar. Açık diyafram açıklığı alan derinliğini azaltacağı için fotografta net alan azalacak ve derinlik azalacaktır.
Hareket Fotograf daki hareketi vurgulamak için çeşitli yöntemler vardır. Bunların en başında düşük örtücü hızında çekilmiş fotograflar daki uzamış görüntülerdir. Fotograf daki yüksek kontrast, ufuk çizgisinin açısı, tekrar eden konular, yuvarlak hatlar da fotograf hareket duygusu vermek için kullanılırlar.
Kompozisyon
Ayrı ayrı parçalardan birleştirme yoluyla dengeli ve düzenli bir bütün oluşturma işidir.� (ML) Fotograf da Kompozisyon Kare içindeki konuları göze hoş gelecek şekilde seçmek ve düzenleme işidir.Sonuç olarak kompozisyon bir iştir. İşin güzel olması demek fotografta verilmek istenen mesajın yerini bulması ve fotografın akılda kalıcılığını artırması demektir.
Kısacası Kompozisyon; Fotografa vermek istediğimiz anlamı kimsenin yardımı olmadan bakan gözlerin kolay anlamasını ve akılda kalmasını sağlayan tekniklerdir. Belirginlik Fotografın mesajını en okunaklı biçimde ortaya koymasıdır. Okunaklı bir görüntü elde edebilmek ve fotografın biçimini oluşturabilmek için aşağıdaki özelliklerde olması gerekir.
Kritik an : Her hareketin saptanacağı bir kritik an vardır. Bu an başlangıçta, ortasında veya bitiminde olabilir. Örneğin; Yüz metre koşucularının start çizgisinden fırlayışları hareketin başlangıcıdır. Oduncunun havadaki baltası hareketin ortasıdır. Dalgaların kayalara çarpıp dönüş anı ise sürekli hareketin sonudur.
Örenğimizde ; Sapan çeken çokuğun ; Sapana taş koyması hareketin başlangıç noktası, sapanı germesi ortası ve bırakmasıda hareketin sonu olarak değerlendirecek olursak. Burada hareketin ortası seçimiştir.

Bakış Yönü : Konudaki değişmenin izlenebildiği yönden bakılmalı. Örneğin : Çamaşır yıkayan kadının yandan veya arkadan çekilen fotografları önden çekilen fotografa göre daha az belirgin olur. Yandaki örneğimizde sigara içen amcanın sigarayı yakış anı ve ilk dumanları yandan çekilmemiş olsaydı. Bu fotograf anlamını büyük ölçüde yitirecekti. Konu olan herşey açıklıkla fotograflanmıştır.

Bakış Yüksekliği : Bir işle uğraşan kişinin işini ve kendisini gösterecek yükseklikte olmalı. Örneğin ; Prinç ayıklayan birisinin alttan çekmemek gibi ya da sokakta �Yağ satarım bal satarım� oynayan çocukları çekerken dairesel dizilişi mendili ve ebe�yi gösterecek yüksek bir noktadan çekmek gibi..
Yandaki örneğimizde bakış yüksekliği kişinin ne yaptığını açıkça gösteriyor.

Bakış uzaklığı : Konu çerceveyi yeterince doldurmalıdır. Normal objektifle 100 metreden çekilen balıkçıların ne yaptıklarını kestirmek zordur.
Öreğimizde ağ çeken balıkçıların hareketleri açıklıkla seçilebiliyor.

Sadelik Fotografı mümkün olduğunca az elemanla anlatmaya çalışmaktır. Fotografı sadeleştirmek ve ilgi merkezini artırmak için karmaşık olmayan bir fon seçilmeli ve konuya yaklaşarak fotografın anlamını bozmayacak ilgisiz nesneleri fotograf karesinden çıkarılmalı. Sadeliğin her zaman hatta her konuda birşeyleri anlatmanın en iyi yolu olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayalım.

1/3 Kuralı veya Oranlar Fotografı çekmeden önce fotograf karesini yatay ve dikey olarak üçe bölünmesi sonucu çizgilerin kesim noktaları fotografın ilgi merkezinin yerleştirilebileceği yerleri gösterir. Bu noktalara altın noktalarda denir.
Öreğimizdeki ağaç dikey inen 1/3 doğrultusudaki altın noktaya yerleştirilmiş ve tarlasını süren çiftci ile zenginleştirilmiştir.
Çizgiler Fotografta diyagonal çizgiler yön belirtmek için kullanılır. Tekrarlayan çizgiler de bakan gözlerin dikkatini fotografın ilgi merkezine çekmek için kullanılır. Bunun yanında çizgilerin çeşitli anlamları vardır.
Kısacası Kompozisyon; Fotografa vermek istediğimiz anlamı kimsenin yardımı olmadan bakan gözlerin kolay anlamasını ve akılda kalmasını sağlayan tekniklerdir. Belirginlik Fotografın mesajını en okunaklı biçimde ortaya koymasıdır. Okunaklı bir görüntü elde edebilmek ve fotografın biçimini oluşturabilmek için aşağıdaki özelliklerde olması gerekir.
Kritik an : Her hareketin saptanacağı bir kritik an vardır. Bu an başlangıçta, ortasında veya bitiminde olabilir. Örneğin; Yüz metre koşucularının start çizgisinden fırlayışları hareketin başlangıcıdır. Oduncunun havadaki baltası hareketin ortasıdır. Dalgaların kayalara çarpıp dönüş anı ise sürekli hareketin sonudur.
Örenğimizde ; Sapan çeken çokuğun ; Sapana taş koyması hareketin başlangıç noktası, sapanı germesi ortası ve bırakmasıda hareketin sonu olarak değerlendirecek olursak. Burada hareketin ortası seçimiştir.
Bakış Yönü : Konudaki değişmenin izlenebildiği yönden bakılmalı. Örneğin : Çamaşır yıkayan kadının yandan veya arkadan çekilen fotografları önden çekilen fotografa göre daha az belirgin olur. Yandaki örneğimizde sigara içen amcanın sigarayı yakış anı ve ilk dumanları yandan çekilmemiş olsaydı. Bu fotograf anlamını büyük ölçüde yitirecekti. Konu olan herşey açıklıkla fotograflanmıştır.
Bakış Yüksekliği : Bir işle uğraşan kişinin işini ve kendisini gösterecek yükseklikte olmalı. Örneğin ; Prinç ayıklayan birisinin alttan çekmemek gibi ya da sokakta �Yağ satarım bal satarım� oynayan çocukları çekerken dairesel dizilişi mendili ve ebe�yi gösterecek yüksek bir noktadan çekmek gibi..
Yandaki örneğimizde bakış yüksekliği kişinin ne yaptığını açıkça gösteriyor.
Bakış uzaklığı : Konu çerceveyi yeterince doldurmalıdır. Normal objektifle 100 metreden çekilen balıkçıların ne yaptıklarını kestirmek zordur.
Öreğimizde ağ çeken balıkçıların hareketleri açıklıkla seçilebiliyor.
Sadelik Fotografı mümkün olduğunca az elemanla anlatmaya çalışmaktır. Fotografı sadeleştirmek ve ilgi merkezini artırmak için karmaşık olmayan bir fon seçilmeli ve konuya yaklaşarak fotografın anlamını bozmayacak ilgisiz nesneleri fotograf karesinden çıkarılmalı. Sadeliğin her zaman hatta her konuda birşeyleri anlatmanın en iyi yolu olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayalım.
1/3 Kuralı veya Oranlar Fotografı çekmeden önce fotograf karesini yatay ve dikey olarak üçe bölünmesi sonucu çizgilerin kesim noktaları fotografın ilgi merkezinin yerleştirilebileceği yerleri gösterir. Bu noktalara altın noktalarda denir.
Öreğimizdeki ağaç dikey inen 1/3 doğrultusudaki altın noktaya yerleştirilmiş ve tarlasını süren çiftci ile zenginleştirilmiştir.
Çizgiler Fotografta diyagonal çizgiler yön belirtmek için kullanılır. Tekrarlayan çizgiler de bakan gözlerin dikkatini fotografın ilgi merkezine çekmek için kullanılır. Bunun yanında çizgilerin çeşitli anlamları vardır.
PozLandırma
Gerekli ışığın film düzlemi üzerine düşürülmesi işlemidir. Doğru poz değerini sizin hesaplamanız gerekir. Çünkü çekeceğiniz fotografın duygusunu hangi poz değerlerinin daha iyi vereceğini sizden daha iyi kimse bilemez. Çektiğiniz fotografın en önemli bölümü görülmesini istediğinizden daha açık görünüyorsa fazla pozlandırdınız daha koyu görünüyorsa az pozlandırdınız demektir.
Bu ilişkiyi birkaç örnek ile açıklayacak olursak;

Çekeceğimiz konu ne kadar hareketli ise o derece yüksek enstantane değerleri kullanarak hareketi dondurabiliriz.

Çekeceğiniz konunun hareketli olması demek devamlı yüksek hızda çekmelisiniz anlamına gelmiyor. Yukarıdaki fotograf da hareketli olmasına karşın uzun pozlandırılarak suya tül etkisi verilmiştir.
f 2 2.8 4 5.6 8 11 16 22 enstantane 1/1000 1/500 1/250 1/125 1/60 1/30 1/15 1/8
Yukarıdaki tablodaki f ve enstantane değerlerinden eşit miktarda ışık geçer. Yani f:5.6 1/125 değerlerinde geçen ışık miktarı f:8 1/60, f:11 1/30 veya f:16 1/15 değerlerinde geçen ışık miktarları aynıdır. Pozlandırmada önemli olan hangi değerleri seçeceğimiz. Yukarıdaki tabloda düşük enstantane ve f değerlerini (f:22 1/18) seçersek. Bize alan derinliği fazla olan bir görüntü sunacaktır. Ama 1/8 lik poz süresi makinayı oynatmadan tutmamız gerektiğini söyleyecektir. Bu durumda elle yapılacak çekimlerde görüntünün bozulmasına neden olacaktır. Yine yukarıdaki tabloda f:2 1/1000 değerlerinde yapacağımız çekimde diyafram açıklığı en büyük değerde olmasına karşın 1/1000 lik poz süresi film düzlemine düşecek ışık miktarının yeterli olmadığı durumu yaratacak bu da konumuzun görüntüsünün fotografta belli belirsiz çıkmasına neden olacaktır. Çekeceğimiz konu ne kadar hareketli ise o derece yüksek enstantane değerleri kullanarak hareketi dondurabiliriz.
Çekeceğiniz konunun hareketli olması demek devamlı yüksek hızda çekmelisiniz anlamına gelmiyor. Yukarıdaki fotograf da hareketli olmasına karşın uzun pozlandırılarak suya tül etkisi verilmiştir.
FiLmLer-Renkler
Objektif içinden geçen ışık hüzmelerinden oluşan görüntünün elde edilebilmesi için ; Saydam bir yüzeye sahip. Üzerine Gümüş bromür, Gümüş klorür, Gümüş iyodür gibi ışığa duyarlı bileşiklerden sürülmüş maddedir. Bunlar pozlandırılmış alan içerisinde aydınlık ve karanlık bölgelerin farkını ortaya çıkaracak kimyasallarla banyo edilirler.
Filmlerin Sınıflandırması Boyutlarına Göre Film boyutları büyüdükçe fotograf baskılarında ve görüntülerinde keskinlik artar. Film boyutları küçüldükçe baskılarda ve görüntülerde keskinlik azalır. Büyük 10x12,5 cm, 20x25 cm ve daha büyük boy filmlerdir. Orta Roll fimler yani 4,5 veya 6cm genişliğinde 80cm uzunluğunda şerit halindeki filmlerdir. Küçük 18x24 mm veya 24x36 mm boyutlarındaki filmlerdir. Minyatür C110 denilen filmler minyatür filmler sınıfına girer. Hızlarına Göre Film hızları arttıkça; Işık ihtiyacı azalır. Pozlama süresi azalır. Fotografı oluşturan en küçük nokta yani grenler büyür. Grenlerin büyük olması fotografın baskısında keskinliğin azalmasına neden olur. Fim hızları azaldıkça; Işık ihtiyacı artar. Pozlama süresi uzar. Grenler küçülür. Yavaş (16-40 ASA* ) Poz süresi uzundur. Film üzerinde fotografı oluşturan gerenleri çok küçük olduğundan baskılarda yüksek keskinlik verirler . Işık sorunu olmayan yerlerde veya durağan konuların çekimlerinde kullanılırlar. Orta Hızlı ( 50-100 ASA* ) En çok kullanılan film hızıdır. Normal bir görüntü ve keskinlik verirler. Daha çok dış çekimlerde durağan veya az hareketli konular için uygundur. Hareketli konuların çekimlerinde veya uygun ışık koşullarının olmadığı zamanlarda kullanılırlar. İri grenli olduklarından bu filmden yapılan baskıların keskinliği azalır. Manzara veya portre konularında daha sık kullanılır Çok Hızlı ( 800-3200 ASA* ) Çok hareketli konuların veya gece fotograflarının çekimlerinde kullanılır. Grenleri çok iri olduğundan bu tür filmlerden üretilen baskıların keskinliği daha da azalır. Yeterince aydınlanmamis kapalı mekan çekimlerinde kullanılır. ASA değerleri aritmetik dizi özelliği gösterir. 100 ASA'lık bir film 50 ASA'lı filmden iki katı daha duyarlıdır.
ASA*
12
50 64 100 160 400 800
DIN*
12 18 19 21 23 27 30
(*) DIN (Alman Standartlar Entitüsü tarafından belirlenmiş film hız birimidir) DIN değerleri her üç birimde bir çift artar. 24 DIN'lik bir film 21 DIN'lik filmden iki katı daha duyarlıdır. Siyah Beyaz Filmler Esnemeyen birçok taban üzerine kaplanmış gümüş bileşiklerinden oluşur. 1mm² bir milyon kristal (gren) bulunur. Kaplama üzerindeki ince jelatin gümüş bileşiklerinin zarar görmemesini ve filmin banyo ve kurutma sırasında kıvrılmasını önler. Elde edilen negatif filmden, pozitif bir görüntü elde edebilmek için negatif siyah-beyaz kağıda baskıları yapılır. Renkli Negatif Filmler Bütün renkli filmlerde üç fonksiyonel ışığa duyarlı bileşik tabakadan meydana gelir. Her tabaka bir ana renge karşı hassastır. Bu tabakaların üstten itibaren sırası: mavi, yeşil ve kırmızıdır. Mavi ışığın yeşil ve kırmızıya duyarlı diğer tabakalara etki etmemesi için maviye duyarlı tabakanın altına bir sarı filtre tabakası konmuştur. Bu tabaka geliştirme işleminden sonra saydam hale gelir. Amacı beyaz ışıktan maviyi çıkararak alttaki tabakaları etkilemesini önlemektir. Renkli filmlerde her bileşik tabakası ışığa duyarlılığı sağlayan gümüş bileşikleri içerirler. Geliştirme banyosunda meydana gelen boyama maddeleri her bileşiği kendi karakterine uygun boyar. Daha sonra gümüş bileşikleri filmden temizlendikten sonra geriye sadece boyama maddeleri kalır. Eğer banyo işlemlerinden sonra negatif tabakaları ayırabilseydik. En üste maviye duyarlı tabakada orjinali mavi olan yerler sarı, yeşile duyarlı olan tabakada orjinali yeşil yerler megenta, kırmızıya duyarlı tabakada orjinali kırmızı yerler cyan olarak görünürdü. Renkli Pozitif Filmler Renkli pozitif filmler projeksiyon veya direkt baskı amaçlı kullanılırlar. Pozitif görüntü oluşumu için film önce Siyah Beyaz geliştiricide yıkanır daha sonra renklerin oluşması için ikinci banyo da yıkanır. Siyah Beyaz Pozitif Filmler Renkli pozitif filmler gibi kullanılır. Film bileşikleri Renkli negatif filmlerdekine benzer olup sadece siyah-beyaz ve tonlarını ortaya çıkaracak bileşiklerden oluşmuştur. Siyah beyaz fotografı seven ve baskısını yapamayan kişiler tarafından kullanılır. Ama henüz kendine renkli negatif filmler gibi bir yer bulamamıştır. Polaroid Filmler Anında görüntü veren üç renge duyarlı bileşik taşıyan filmlerin her birinde boya hazır olarak kart üzerinde bulunmaktadır. İşleme polaroid film kullanan makinada pozlandırma ile başlanır. Film kameranın altında görünen ucundan çektiğinizde pozlandırdığımız kısım ile boya taşıyıcı kağıt silindirler arasından geçerek kesedeki kimyasal araya homojen olarak yayılır ve yüzyüze gelerek dışarı çıkarlar. Gelişme işlemi başlamıştır. Işıktan etkilenen bileşikler karşılarına gelen yüzeydeki boyayı tutar. Boya diğer tarafa aktarılır. Örneğin maviye duyarlı bir tabakada, üzerinde hiç mavi olmayan bir görüntü sadece sarı rengin aktarımına sebeb olur. Yeşile duyarlı tabakada eğer görüntüde yeşil yoksa magenta aktarılır. Beyaz bölgelerde hiç bir boya aktarımı olmaz, siyah bölgelerde ise tüm boyalar aktarılır. Yüzyüze gelmiş negatif ve pozitif dışarı çıkarıldığında alıcı tabaka bütün renkleri taşıyan bir pozitiftir. APS - Advanced Photo System Film formatı 35mm'den daha küçük olup 24mm eninde 15, 25 veya 40 adet film boyutlarında olarak kartuşa yerleştirilmiştir. Her bir kare 9/16 oranında film üzerine kaydedilir ve isteğe göre 2/3, 9/16 veya 1/3 oranında üç değişik (klasik, Orta ve Panoramik) formatta basılabilir. Filmin makinaya kolay takılması, Fotograf makinasının küçük olması, index sayfasına (makinanın ozelliklerine gore) fotografçının adı, çekim tarihi, mekanlar, baskıyı yapan stüdyonun adı, film numarası gibi bilgiler basılabilmesi ve daha sonraki baskılar icin kolaylık sağlaması, film bitmeden film kartuşunun degiştirilebilmesi gibi özellikleri APS filmlerin kullanımını artırmaktadır.
Işık
Fotografın herşeyidir. Fotograf onunla var olur onunla yok olur. Yani fotografı yapan ne siz ne de biziz fotografı fotograf yapan ışıktır.
Işığı bir kaynaktan her yöne doğru dalgalanarak yayılan parçacıklar olarak düşünebiliriz. Bu parçacıklar çekim süresince sizlere filmler kısmında anlattığım ışığa duyarlı bileşiklere yani film düzlemine çarparak fotografı oluşturur. Cisimler ana ışık kaynağı güneşden veya suni ışık kaynaklarından aldıkları ışık parçacıklarını helozonik dalgalı bir şekilde saniyede 300000 km'lik bir hızla yansıtırlar. Bütün ışık türlerinin hızı aynıdır ama dalga boyunları farklıdır. Dalga boyu ışığın niteliğini belirler. Dalga boyu kısa olan güçlü, uzun olan güçsüz ışıktır. Görebildiğimiz en uzun dalga boyu kırmızı, en kısası mavi ışıktır. Kırmızının güçü renklerde olduğu gibi burada da teknik olarak karşımıza çıktı. Işığın Özellikleri Işık Şiddeti Işık kaynağından yayılan ışığın gücüdür. Kontrast Fotografta en karanlık ve en aydınlık bölümler arasındaki ışık yoğunluğudur. Örneğin; Işık kaynağından yayılan ışığın konuyu her yönden eşit bir şekilde aydınlatması sonucu (bulutlu havada çekilen) fotografta kontrast düşük olur. Bunun karşıtı ışığın tek bir yönden konuyu aydınlatması sonucu (güneşli havada çekilen) fotografta kontrast yüksek olur. İyi bir fotograf için kontrast ana etkenlerden birisidir. Fotografta kontrast ne fazla ne eksik olmalıdır. Yüksek konrast koyu gölgelerden parlak beyaz aydınlıklara kadar geniş bir ton farklılığı içerir. Az kontrast karanlık gölgeler ve parlak aydınlıkların aşırı uçlarını içermeyen daha sınırlı bir ton farklılığı ifade eder. Bir yaz günü güneş tam tepedeyken özellikle ormanlık alanlarda, karla kaplı ortamlarda yada kumsallarda kontrast fazladır. Bulutlu havalarda yada güneşin yatay geldiği zamanlarda çekilen fotograflar gökyüzünü fazlaca içermeyen fotograflarda kotrast azdır. Parlak güneşli bir havada yani kontrastın yüksek olduğu zamanlarda bir yere baktığımızda tüm ton farklılıklarını algılayıp detayları rahatlıkla görebiliriz. Unutulmaması gereken filmlerin ton farklılıklarının gözlerimiz kadar olmadığıdır. Film farkı göz ardı edilirse gözümüzün gördüğü detayları fotografta göremeyiz. Fotograftaki beyaz parlak alanlar izleyiciyinin dikkatini konudan uzaklaştırır. Donuk, yumuşak tonlar daha keskin ve vurgulu olarak öne çıkar. Yüksek kontrastın her filmi etkileyebileceğini unutmadan çekeceğiniz fotograflarda çok koyu ve çok aydınlık alanlar görüntünüze almamayı çalışın veya konuya göre konumunuzu değiştirerek sonuca ulaşmaya çalışın veya birşey beklemeyin. Renk Işık kaynağından yayılan ışınların nesnelere çarptıktan sonra yansımaları sonucu gözümüzün algıladığı duyumdur.
Çeşitli ışık kaynaklarının ortalama renk dağılımları
Işık Kaynağı Mavi Yeşil Kırmızı Gün ışığı %33 %34 %33 Renksiz flaş %24 %36 %40 Stüdyo Ampulü %49 %34 %17 Normal elektrik ampulü %12 %32 %56 Mum ışığı %6 %18 %76
Işık Kaynakları Güneş ışınları, açık alanda her noktayı aynı derecede aydınlatırlar. Nokta ışık kaynaklarından yapılan aydınlatmalar da uzaklık artıkça konuya düşen ışık şiddeti azalır. Arkası yansıtıcılı kaynaklar, koni şeklinde, ışık kaynağından uzaklaştıkça genişleyen bir ışık hüzmesi oluştururlar. Diğer bir ışık kaynağıda gökyüzü, açık renkli duvar yüzeylerinden gelen dağınık ışık kaynakları şeklinde tanımlanabilir. Doğal Işık Doğa da fotograf çekerken ışık tek bir kaynaktan yani güneşten gelir. Flaş, lamba, ateş, ayışığı, reflektör gibi kaynaklar gün ışığının etkisini artırmak için kullanılırlar. Işığın kalitesi; günün saati, konuya geliş yönü, ışığa müdahale veya filmin özelliklerinden dolayı etkilenir. Bir nesne üzerinden yansıyan ışık, nesnenin özellğine bağlı kalarak düzgün, dağınık, kontraslı,sert , yumuşak, donuk, sıcak, soğuk veya kırmızıdan maviye doğru değişik anlamlar verebilir. Genellikle donuk, mat mavimsi ışık sakin ve durağan bir anlam verir. Koyu ve sıcak ışık daha fazla heyecan ve enerji verir. Renkler bölümünde hangi rengin hangi anlamlar verdiğine bir göz atmanızda yarar var. Göze hoş gelen fotograflar ışığın düzgün dağıldığı ve derinlik hissi vererek kontrast yaratan, çok koyu keskin olmayan gölgelerin yumuşak olduğu fotograflardır. Doğru ışıktan yaralanmak için ışığı çok iyi okuyabilmeliyiz. Bu da artan tecrübe ile olur. Yani daha çok fotograf çekip, farklı ışıklarda aynı konuyu çekerek fotografı nasıl etkilediğini görerek, daha çok fotograf görerek onların nasıl bir ışıkta çekildiğini inceleyerek ve sorarak öğrenebiliriz. Doğrudan gelen ışık Güneş ya da diğer ışık kaynaklarından kırılmadan gelerek konunun üzerine düşen ışıktır. Önden gelen ışık Işık kaynağı konunun önünde fotografcının arkasındadır. Konu bakış yönündeki her noktasından eşit miktarda aydınlanmış ve hiç gölge yoktur. Gölgenin yokluğu derinlik duygusunu yok eder. Bu tür ışık detay verme ve renkleri gösterme açısından çok etkilidir. Yandan gelen ışık Daha güçlü ve zengin görüntüler elde edilir. Sağ veya soldan gelen ışık gölgelere neden olduğu için görüntünün dokularını daha belirginleştirir. Yandan gelen ışıkla oluşsan bu gölgeler fotoğafa derinlik duygusu kazandırır. Doku ve desen çekimlerinde bu ışık kullanılmalıdır. Gölgelerin oluşturduğu kontrast çok yüksek ise gözün görebildiği detayları fotografta göremeyeceğimizi söylemiştir. Bunun için dolgu flaş kullanarak yüksek konrast düzeyi düşürülebilir. Ters ışık Işık kaynağı konunun arkasında fotografcının önündedir. Ters ışıkta fotograf çekmek çok zordur ama çok etkili fotograflar elde edilebilir. Önden gelen ışıkta nesnenin görmediğimiz tarafını aydınlattığı için bakış yönümüzde detaylar kaybolur ama nesnenin dış formu belirginleşir. Konunun etrafındaki ışık hüzmeleri fotografı güzelleştirir. İstenirse nesne dolgu flaşı ile aydınlatılabilir. Bunu fotografa yükleyeceğiniz duygu belirler. Üsten gelen ışık Işık kaynağının konu üzerine tam tepeden gelmesidir. Bu durumda kontrast yüksek olacağı için bu durumlarda fotograf çekilmesi tavsiye edilmez. Bu durumlarda fotografı çekip çekmeyeceğinizi yine sizin fotografa vermek isteyeceğiniz duygu belirleyecektir. Noktasal ışık Işık kaynağının bulutlardan, ağaclardan yada başka açıklıklardan gelerek konunun bir bölümünü aydınlarmasıdır. Gündoğumunun hemen sonrasında veya günbatımından evve, yağmurdan sonra bulutların arasından çıkan, ormanda ağaçların veya yaprakların arasından çıkan ışıkların hepsi noktsal ışıklardır. Bu tür ışık kaynakları ile son derece güzel fotograflar çıkar. Dolaylı gelen ışık Işık kaynağının diğer cisimlere çarptıktan sonra ilk gücünü kaybedip konumuzun üzerine düşen ışıklardır. Kapalı veya bulutlu havadaki ışıktır. Işığın konu üzerine düşen zamanda nasıl dağıldığı nasıl yansıdığına bağlı olarak farklı özellikler gösterir. Dolaylı ışık alan ortamlarda çekim yaparken düşük enstantane değerleri kullanılmak zorunda kalacağımız için sehpa ve daha hızlı filmler kullanmak gerekir.
Çeşitli ışık kaynakları ve bunlara karşılık gelen ortalama renk ısı değerleri
Işık Kaynakları (ºK) Kızgın demir (Gözle görülen ilk kırmızılık) 800 Kızgın demir (Bayrak kırmızısı) 1250 Mum ışığı 1900 60 W ev ampulü 2800 100 W ev ampulü 2860 200 W ev ampulü 2900 500 W projeksiyon ampulü 3100 1000 W tungusten-halojen ampulü 3100-3200 Normal Floresan ampulü 3700 Daylight Floresan ampulü 4800 Elektronik flaşlar 6000-7000 Güneş ışığı 5000-5500 Bulutlar 6000-6500 Bulutsuz gökyüzü 7000-14000
Yansıma Ayna veya cam gibi pürüssüz yüzeylere düşen ışık, geldiği acı ile hiç bozulmadan aynı ışık şiddetini yansıtmasına düzgün yansıma denir. Duvar, kağıt veya kumaş gibi pürüzlü yüzeylerin yansıtmasına
dağınık yansıma denir. Kırılma Işığın farklı yoğunluktaki ortamlardan geçtikten sonra ışığın yönü değişir. Bu yön değişikliği ışığın geliş açısına, ortamların ışık kırılma katsayılarının oranına ve ışığın dalga boyuna bağlıdır. Kısa dalga boyuna sahip ışıklar, dalga boyu uzun olan ışığa göre daha fazla kırılırlar. Polorizasyon (Kutuplaşma) Işık normalde her yönde titreşerek ilerler. Bu titreşimler süresince sadece belli açıdaki titreşimlerin bırakılıp, diğerlerinin söndürüldüğü ışığa polorize edilmiş ışık denir.
RenkLer
Bir ışık kaynağından yayılan ışınların nesnelere çarptıktan sonra yansımaları sonucu gözümüzün algıladığı duyumdur.
Renk Sıcaklığı Işık kaynaklarının renk kalitesini belirlemek için kullanılır. Birimi ºK (Kelvin)'dir. Fotografı çekilecek ışık kaynaklarının renk ısılarının bilinmesi filmde nasıl renk elde edileceğine yardım eder. Böylece fotografı çektiğimiz ışık kaynağının Kelvin derecesine göre hangi ton filtreyi kullanacağımızı bulmaya yardımcı olur. Kelvin dereceSi düştükçe mavilik azalır, kırmızılık artar. Kelvin yükseldikçe mavilik artar, kırmızılık azalır. Her filmin üzerindeki ışığa duyarlı bileşikler, kullanılacak ışığın renk sıçaklığına göre ayarlanmıştır. Eğer film üzerinde yazan Kelvin derecesinden daha yüksek Kelvin değerlerinde çekilirse fotograf mavileşir. Bunu önlemek için sarı bir filtre kullanılır. Tam tersi film ayarlandığı kelvin derecesinden daha düşük Kelvin değerinde çekilirse fotograf sarı-kırmızımsı renk verir. Bunu önlemek için mavi filtre kullanmak gerekir. Burada anlattıklarımın çoğu stüdyo fotografcılığı için mutlaka öğrenilmesi gerekir. Tabi renk sıcaklğın dış çekimlerde de işimiz çok yarayacak. Daha sonra bunları geri döneceğiz. Sıcak renkler konuyu ön plana çıkarırken, soğuk renkler uzaklaştırdığını unutmayalım. Gün ışığının rengi hakkında
- Gün ışığı sabahların erken saatlerinde sarıdır. Akşama doğru kırmızılaşır.
- Kışın gün ışığında yaza göre daha çok mavi vardır.
- Deniz seviyesinden yükseldikçe mavilik ve ultra-viole ışınların etkisi artar
- Doğrudan gelen güneş ışığı gölgelere göre daha sıcak olur tonlu olur
- Bulutlu ve puslu havalar mavi tonlu renkleri vermek eğilimindedir.
Fotoğraf MakineLerinin ParçaLarı
OBJEKTİF �
Çekilecek nesneden gelen ışıkları toplayarak ışığa duyarlı film üzerine net düşmelerini saylayan mercekler topluluğudur.� Fotograf makinasının en önemli parçasıdır. Bir objektifin standart görüş açısı verebilmesi için görüntü düzleminden belirli uzaklıkta bulunması gerekir. İşte objektifin optik merkezinin görüntü düzlemine olan uzaklığına ODAK UZAKLIĞI adı verilir. Görüntü düzlemindeki görüntü karesinin boyutuna göre objektif odak uzaklığı da değişir. Örnek verecek olursak ; Görüntü boyutu 24X36mm boyutunda olan makineler için normal objektifiin odak uzunluğu 50mm civarındadır. Görüntü boyutu 6X6cm olan makineler için 70-80mm odak uzunluğu objektıfler normal bir görüş açısı (45º-50º) verirler. Kullanılan filmin çapraz köşeleri arası boyutu o görüntüyü veren makine için normal objektifin odak uzunluğunu verir. IŞIK GEÇİRGENLİĞİ / AYDINLANMA İNDİSİ Objektifin en geniş diyafram açıklığında ışığı geçirme miktarıdır. Biraz sonra 1:1.4, 1:2.8, 1:3.5, gibi sayılardan bahsedeceğiz bu sayılar objektifin üzerinde yazılı olan objektifin ışığı geçirme miktarıdır. Işık geçirgenliği objektif odak uzunluğunun objektif çapına oranıdır. Bir objektifin ışık geçirgenliğinin büyük olması ışığın az olan nesnelerin çekimini kolaylaştırır. Örneğin odak uzunluğu 100mm olan bir objektifin ışık geçirgenliği 2.8 ise objektif çapı 100/2,8=35mm'dir. Bir objektifin ışık geçirgenliğinin büyük olaması o objektifin ışığa karşı daha duyarlı olmasını sağlar. Işık geçirgenliğinin fazla olması o objektifin kötü ışık koşullarında çekim yapabilme,dar alan derinliği elde etme veya yüksek örtücü (obtüratör-enstantane) hızlarına çıkabilme özelliklerini artırır. Işık geçirgenliği yüksek olan objektiflere "hızlı objektif" denir. Işık geçirgenliğinin en iyi değeri 1:1 dir yani objektifin odak uzunluğu ile çapının birbirine eşit olması durumudur. Genel kullanımlar için 12 - 1.7 arası açıklıklar uygundur. Manzara çekimlerinde 1:2 - 1:2.8 arası açıklıklar tercih edilirler. Portre çekimleri için 1:3.5 - 1:5.6 arası açıklıklar tercih edilir. Işık geçirgenliği yüksek olan objektifler (1:1.2 - 1:1.4) az ışıklı konular için uygundur.
ÇÖZME GÜCÜ
Çizgi ayırma gücü de denir. Bir milimetrelik bir aralıktaki çizgi ayırma gücünü gösterir. Yani 1 mm'lik şerit içine en çok çizgiyi net olarak tespit eden objektifin çözme güçü çok üstündür diyebiliriz.
ALAN DERİNLİĞİ
Objektifin netlediği yerin önünde ve arkasında net olarak görünen mesafedir. Az açık diyafram (f:16 f:22 vb.) değerlerinde çekilen fotograflarda alan derinliği fazladır. Yani fotografta net olan kısımlar daha çoktur. Geniş açılı objektifler dar açılı objektiflere göre daha büyük alan derinliği mesafesine sahiptir.
KESKİNLİK
Birbirine yakın bölgelerdeki kontrastın yüksekliği görüntü kalitesinini artırır. Fotograftaki farklı renkler arası geçişin gerçekleştiği yerlerin keskin bir şekilde olması şeklinde açıklanabilir. Bu keskinliği ışık geçirgenliğinin yüksek olması sağlar
BALIKGÖZÜ OBJEKTİF
Görüş açısı aşağıdaki objektiflerden en geniş olan objektiflerdir. Balık gözü objektiflerde dikey ve yatay çizgiler anarmol şekilde bozulmalara (distorsiyon) uğrar. Kullanım alanları sınırlı olmakla beraber yaratıcı görüntüler elde etmek için kullanılırlar.
6mm-16mm arasında kalan objektifler balık gözü objektifleridir.
GENİŞ AÇILI OBJEKTİF
Görüş açısı normal objektiflerden daha geniş olan objektiflerdir. Alan derinlikleri fazladır. Özellikle çok dar alanlarda çalışırken en geniş görüntüyü elde etmek için kullanılırlar. Odak uzunluğu küçüldükçe kenarlara doğru bozulmalar (distorsiyon) artar.
17mm- 28mm arasında kalan objectifler geniş açılı objectiflerdir.
NORMAL OBJEKTİF
Görüş açısı insan gözünün görebildiği açıya yakın olan objektiflerdir.
- 24x36mm olan 35mm film alan makinalar için 50mm�lik objektif,
- 6x6cm alan makinalar için 75mm-80mm�lik objectif,
- 6x9cm alan makinalar için 150mm�lik objektifler normal objectiflerdir.
50mm, 100mm,125mm sabit açılı objektiflerdir. Konuya 1/1 ile 1/10 gibi oranlarda çok yakın çekimler için kullanılır. Doğa fotografcıları için vazgeçilmez bir parça olup herzaman yanlarında bulundurmasında yarar vardır.
DAR AÇILI / TELE OBJEKTİFLER
Görüş açısı normal objectiflerden daha dar olan objectiflerdir. Fazla yakınlaşılamayan portre, spor veya doğa gibi konuların çekimlerinde kullanılır.
100mm, 200mm, 300mm, 400mm, ve benzeri objectifler dar açılı objectiflerdir.
500mm ve üzeri objektifler genellikle aynalı objektiflerdir.
DEĞİŞKEN ODAKLI / ZOOM OBJEKTİF
Görüş açısı değişebilen objektiflerdir. Sabit objektiflere göre daha kolay çerçeveleme yapılmasını sağlayarak objektif değiştirmeyi en aza indirir. 28-70mm, 28-210mm, 35-70mm,100-300mm,100-400mm ve benzeri aralıklar içinde görüş açısı değişebilen objektiflerdir. Genel de konu çerçevelemesine kolaylık sağladığı veya objektif değiştirmeyi azalttığı için kullanılırlar. Sabit objektiflere göre kullanılan mercek sayısının fazla oluşu görüntü kalitesinde az da olsa kayıplara neden olur. Optik zoom : Fotografı oluşturan her bir nokta(piksel) tek olarak ifade edilir. Bu da fotografın net ve kontrastlı olmasını sağlar. sAYISAL (Digital) zoom : Optik lenslerde her bir nokta tek ifade edilmesine karşın sayısal lenslerde optik lenslerin oluşturduğu tek noktaların birleştirilerek kümeleştirilir. Kümelere büyütme oranı uygulanarak noktalar tekrar oluşturulur. Bu yöntemle elde edilen fotograflarda netlik ve kontrast yani keskinlik bozulur.
AYNALI OBJEKTİF
Görüş açısı değişmeyen 500mm ve üstü objektiflere denir. Fazla yaklaşılamayan spor, doğa gibi konuların çekiminde veya "perspektif yığılma" etkisi elde etmek amacıyla da kullanılır. Ana derinliğinin çok dar ve ışık geçirgenliğinin (1:8, 1:11) olması yanında çok hantal olmaları çekim sırasında sallanmaya karşın sehpa kullanılmasının zorunluluğu kötü taraflarıdır
ÖRTÜCÜ / OBTÜRATÖR / ENSTANTANE
Film düzlemi üzerine düşecek "ışığın süresini" yani "poz süresini" denetleyerek filmin önünü kapatan sistemdir. Deklanşöre basıldığında bu perde açılır ve daha önce belirtilmiş obtüratör hızı süresince açık kalır. Standart enstantane değerleri 1/1, 1/2, 1/4, 1/8, !/15 1/30, 1/60, 1/125, 1/250, 1/500, 1/1000, 1/2000 şeklinde bir dizi oluşturur. Bu değerler 1 saniyeden başlayarak saniyenin 1/2 si; 1/4 ü; 1/8 i gibi daha az sürelerde obtüratörün açılıp kapanmasını ifade eder.Bu dizide sağa doğru gidildikçe her stop değeri bir öncekinin yarısı kadardır.Bu diziye ek olarak B(Bulb) eklenebilir. Makina bu konumdayken deklanşöre basıldığı sürece obtüratör açık kalacak ve film düzlemi üzerine ışık düşecektir. Enstantane değeri sayısal olarak azalırken obtüratör hızı artar.Tam tersi enstantane değeri sayısal olarak artarken obtüratör hızı yavaşlar
Merkez Örtücüler
Mekanik olarak tetikleyen yaylı yapraklar, objektiften bağımsız gören kameralarda bulunur. Deklanşöre basıldığında yapraklar açılır ve ışığın girmesini sağlar.
Yaprak Örtücüler
Birbiri üzerinde kayabilen çelik yapraklar sayesinde dairesel dönme hareketi sonucu açılıp film düzlemine ışık girmesini, kapanarak ışık girmesini engelleyerek sessiz ve titreşimsiz çalışırlar.
Perdeli Örtücüler
Yatay hareketli bez veya dikey hareketli çelik perdelerden oluşur.Örtücü düğmesine basıldığı anda ilk perde hareket ederek filmin önünü açar ve film düzlemine ışık girmesini sağladıktan sonra ikinci perde birincinin üzerine kapanarak ışığın girmesini engelleyerek çalışırlar.
DİYAFRAM
Öncelikle nesnenin film düzlemi üzerinde tespit edilmesi için gerekli "ışık miktarını" ve "alan derinliğini" denetleyen sistemdir.Objektif üzerinde merceklerin arasında yer alır. Kısılıp açılarak film düzlemi üzerine gelen ışığın miktarını ayarlar. Diyafram göz bebeği gibi çalışır. Yani fazla ışıklı ortamda göz bebeklerimizin kısılması, az ışığın yetersiz olduğu zamanlarda göz bebeklerimizin açılması.
Diyafram açıklıkları
f değerleri ile gösterilirler. Standart diyafram açıklıkları f:1.2 - f1.4 - f1.8 - f2 - f2.8 - f4 - f5.6 - f8 - f11 - f16 - f22 - f32 şeklinde bir dizi oluşturur. Bu diziden sağa doğru gidildikçe diyafram açıklığı alan olarak her seferinde yarıya düşer. f:5.6 diyafram açıklığı f:4 diyafram açıklığının geçirdiği ışığın yarısın geçirir. En büyük f sayısı en küçük açıklığı, en küçük f sayısı en büyük diyafram açıklığını gösterir. Diyafram açıklığı sadece film düzlemi üzerine düşecek ışık miktarının belirlemekle kalmayıp aynı zamanda çekilen konunun önünde ve arkasında ne kadar net alan derinliğinin kalacağınıda belirler. BAKAÇ / VİZÖR
Film düzleminde oluşacak görüntüyü izlememizi sağlayan sistemdir. Çoğu makinelerde odaklamayı kolaylaştırıcı telemetre, kırık görüntü, mikroprizma gibi sistemler bakaç içerisinde yer alır ve ışık ölçümü, ışıklama, pil kontrolu gibi işlemler bakaçtan izlenerek yapılır.
FİLM HIZI AYAR SİSTEMİ
Söz konusu makinada kullanılacak film hızının makinaya bildirildiği yerdir.
DEKLANŞÖR
Bütün ayarlamalardan sonra fotografın çekimini makinaya bildiren düğmedir.
DEKLANŞÖR KİLİDİ
Deklanşör'e bağlanarak deklanşör düğmesinin daha rahat bir şekilde basılmasını ve uzun enstantane çekimlerinde makinanın sallanmaması için kullanılan kablolu bir sitemdir.
ALAN DERİNLİĞİ DÜĞMESİ
Net alan derinliğinin görülmesini saylayan sistemdir.
FİLM SARMA KOLU
Makina içindeki çekilmemiş filmi çekim gerçekleştirildikten sonra çekilmiş film bölümüne saran sistemdir.
IŞIKÖLÇER
Işığa duyarlı elemanları sayesinde ışık şiddetini ölçüp örtücü hızı ve diyafram açıklığı cinsinden bildiren aletlerdir. Işıkölçerler makinadan bağımsız olabilir veya fotograf makinasının içine yerleştirilmiş olabilirler. Bu tür ışık ölçümüne objektif içinden ölçüm veya TTL ölçüm de denir.
TTL IŞIK ÖLÇÜM SİSTEMLERİ
Objektif içinden okumalı ışık ölçüm sistemleri 4'e ayrılır. Bunlar ayna üzerinden yansıyan görüntünün bal peteği veya karelere ayrılmış alanlara düşen ışık değerlerinin hesaplanmasıyla oluşurlar.
Ortalama ölçüm - Averaging System
Bu sistemde ışık ölçümü, fotograf karesinde oluşacak görüntünün tamamının okunması sonucunda kareciklerde oluşan ölçüm değerlerinin aritmetik ortalamasının alınması ile oluşur. Işık olçüm sistemine göre değişen kare sayısı 24 ise bu alanlara düşen değerler önce hesaplanır sonra bunların toplanıp 24'e bölünmesi sonuçunda oluşur.
Merkez ağırlıklı - Center-Weighted
Merkez ağırlıklı ölçüm yapan makinalar kadrajlanmış alanın merkeze komşu olan kareciklerden gelen ışık ölçüm değerlerinin okunması sonrasında ortalaması alınarak oluşturulur. Bu alanın ölçüm değerine etkisi %65 veya %70 oranında olur. Geri kalan alanın ölçüm değerine etkisi %35 vey %30 oranında olur.
Nokta ölçüm - Center-Spot
Kadrajlanmış alanın tam merkez noktasından gelen ışık değerlerinin okunması sonucu oluşur. Diğer alanlardan gelen değerler bu ölçüm sisteminde hesaplamalara çok az katılır.
Bölge Ağırlıklı ölçüm - Zone - Weighted
Kadrajlanmış alan katsayılar verilerek bir kaç bölgeye bölünür. Bu bölgelerden gelen ölçüm değerlerinin ilgili katsayılarla çarpılarak ağırlıklı ortalaması oluşturulur.
FİLM HIZI AYAR SİSTEMİ Film hızları ASA / DIN veya ISO gibi birimlerle gösterilirler. Film kutusu üzerinde yazan bu değerin makinaya bildirildiği sistemdir. Günümüzde bir çok makina film üzerinde bulunan barkodlar sayesinde film hızlarını makinanın ışık ölçüm sistemine otomatik olarak veriyorlar.
Etiketler:
alan derinliği,
çözme gücü,
fotoğraf,
fotoğrafçılık,
makineler,
objektif,
odak uzaklığı,
parçaları
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)